Sensodyne, diş hekimlerine yönelik dijital lansman toplantısı düzenledi. GSK Türkiye Tüketici Sağlığı Genel Müdürü Özlem Kaynak’ın açılış konuşmasını yaptığı toplantıda, GSK Ağız Bakım Global Medikal Danışmanı Dr. Jonathan Creeth Promine Diş Minesi Onarım’ın ardındaki bilimsel temeli anlatırken, İstanbul Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hande Şar Sancaklı ise asit erozyonuna bağlı diş minesi kayıplarında güncel tedavi yaklaşımlarından bahsetti. Mindfulness Academy’nin Kurucusu Erhan Ali Yılmaz’ın ‘Bilinçli Farkındalık ile Zihinlerimizi Onarıyoruz’ başlıklı mini eğitimi de katılımcılar tarafından ilgiyle izlendi.
Mine Yüzeylerinde Etkili Koruma
GSK Ağız Bakım Global Medikal Danışmanı Dr. Jonathan Creeth, ağız ve bakım sağlığında diş minesinin önemini vurgulayarak “Bugün yeni formülasyonumuz olan ‘Promine Diş Minesi Onarım’ diş macununun geliştirilme sürecini anlatabilmek benim için büyük bir keyif. Bu yeni diş macununu geliştirirken erken erozif lezyonlarda florür ile birlikte remineralizasyonu artırabilecek maddeleri ekleyerek daha ileri gitmeyi hedefledik. ‘Promine Diş Minesi Onarım’ diş macunu, florürün aktivitesini kolaylaştıran ve daha fazla florür girişini sağlayarak daha iyi etki göstermesine yardımcı olan maddeler içeriyor. Klinik çalışmalarımızda bu yeni formülasyonun normal fırçalamadan sonra mine yüzeylerinde yüksek düzeyde etkili remineralizasyona ve korumaya yardımcı olduğunu görüyoruz. Özetle ‘Promine Diş Minesi Onarım’ın hem günlük bir diş macunu olarak hem de erozyona bağlı diş minesi aşınması riski taşıyan hastalar tarafından kullanım için uygun olduğunu gösteren kapsamlı verilere sahip olduğumuzu söyleyebiliriz.” dedi.
En Sık Görülen Ağız Hastalıkları Arasında Erozyon 3. Sırada
İstanbul Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hande Şar Sancaklı, diş minesi aşınmasının geri dönüşü olmayacağının altını çizerek olası kayıplar için gereken tedavi yöntemlerini anlattı. Sancaklı, “Diş sert dokuları içinde özellikle diş minesi en sert ve en koruyucu tabaka olması sebebiyle diş sağlığı açısından çok önemli bir role sahip. Ancak diş minesini tehdit eden çürük, erozyon, diş sert doku kayıpları gibi pek çok durumla karşılaşıyoruz. Özellikle Avrupa başta olmak üzere diğer kıtalarda da en sık görülen ağız hastalıkları arasında erozyon 3. sırada yer alıyor. Erozyon ilk olarak minede başlıyor ve minedeki doku kaybıyla zaman içinde hem estetik anlamda hem de fonksiyonel anlamda diş dokularının bütünlüğünü tehdit ediyor. Dolayısıyla diş hekimleri olarak tedavi planlamamızda da hastanın dişinde doku kayıpları oluşmadan önce farkındalık geliştirip koruyucu önlemlere yönelmemiz büyük önem taşıyor. Bu anlamda florlu macunların düzenli kullanımı erozyonun önüne geçmek için en etkili yöntem. Bununla birlikte hastalarımıza başta asitli yiyecekler olmak üzere tüm öğünler sonrasında ilk yarım saat asla dişlerini fırçalamamalarını söylememiz gerekiyor. Hastaların aynı zamanda fırçalama tekniğine de çok dikkat etmesi lazım. İnce kıllı ve yumuşak fırçaları tercih ederek bastırmadan fırçalama işlemi yapılması gerekiyor. Ağız ve diş sağlığı genel sağlığımızın ayrılmaz bir parçası. Dolayısıyla hastalarımızın oral hijyen motivasyonunu desteklememiz gerekiyor.” diye konuştu.
