Protez adezivleri protezin oral mukozaya yapışması için kullanılan materyallerdir. Protez adezivleri, son yıllarda piyasaya çıkan ürünlerin çeşitliliğinin ve reklamların artması ile hareketli protez kullanan hastalarda merak uyandırmaktadır. Diş hekimleri, bu ürünler hakkında bilgi edinmek isteyen hastalar için avantajları, dezavantajları ve kullanım alanları hakkında eğitilmeli ve hangi hastada bu ürünleri kullanacağının ayrımını yapabilmelidir.
Ülkemizde yapılan bir araştırmaya göre tam protez hastalarının %8inin düzenli protez adezivi kullandığı, %87sinin ise protez adezivinin varlığından haberdar olmadığı (20), ABD de 1991 yılında yapılan bir çalışmada ise protez hastalarının %15inin düzenli adeziv kullandığı bildirilmiştir (24).
Protez adezivleri ilk kez 18 yy.ın sonlarında kullanılmaya başlanmış fakat dental literatüre 1935 yılında girmiştir (12). İlk adezivler akasya, tragacanth veya karya gibi suyu absorbe ederek protez tabanı ve proteze temas eden dokular arasında bir tabaka oluşturan bitki reçinelerinden elde edilenlerdir. Bu adezivlerin dezavantajı sulu çözeltilerde özellikle sıcak sıvılar karşısında çok yüksek çözünürlükte olmaları ve protezin altından kolayca çıktıkları için kısa süreli bir tutuculuk sağlamalarıdır (6). Reçine kökenli adezivleri daha sonra su veya tükürük varlığında şişen ve visköz bir hal alan bir veya birkaç madde içeren sentetik ajanlar takip etmiştir. Kimyasal reaksiyonla artan hacim protez tabanıyla destek dokuların arasını doldurur. Protez adezivlerinin suyla birlikte %50den %150ye kadar artan bir oranla şiştiği rapor edilmiştir (29).
Protez adezivleri çözünebilen ve çözünemeyen olmak üzere iki grupta toplanabilir. Çözünemeyen grupta yastıklar ve sentetik silikon parçaları yer alırken çözünebilen grupta ise kremler, macunlar ve tozlar bulunur. Bütün krem ve toz halindeki protez adezivlerinin içinde su aldıkça şişen ve visköz ve yapışkan bir hal alan başka bir deyişle hidrate olan bir ya da iki komponent vardır (6,12).
Günümüzde protez adezivlerinin aktif içeriği değişik değerlerde su çözünürlüğüne sahip polimer tuzu karışımıdır. Polimer tuzu karışımı ürünün uzun etkili ve kısa etkili reaksiyonlar göstermesi içindir. Karboksimetaselllüloz (CMC) ve polivinileter metil selülüoz (PVM-MA) sırayla bugün kullanılan bazı adezivlere katılan kısa ve uzun süre etklili tuzlara örnektir. Bu iki birleşiğin ilk aktivasyon yolunu etkileyen farklı seviyelerde çözünürlükleri vardır. CMC birleşiği yüksek çözünürlüğünden dolayı ilk başta kuvvetli bir tutunma sağlar fakat daha sonra dağılır ve kısa bir sürede etkinliğini yitirir. PVM MA tuzları ise daha düşük çözünürlüktedir bu yüzden aktive olması daha uzun sürer fakat uzun süre etkilidir. Aktif içerikli CMC ve PVM-MA dışında çözünebilir protez adezivlerine formüle belirli özellikler kazandırmak için çeşitli aktif olmayan komponentler de katılır. Kremlerdeki ve macunlardaki aktif olmayan komponentlere yerleştirmeyi sağlamak için bağlayıcı olarak saf vazelin, mineral yağı ve polietilen oksit, koku ve tadı için nane yağı ve mentol, rengi için boya, koruyucu olarak da sodyum borat ve metil veya poli-paraban katılır. Aktif ve aktif olmayan komponentler kremler ve tozlar için büyük ölçüde aynıdır fakat malzemelerin hacimleri değişebilir. Fakat kremler ve tozlar arasındaki temel fark karışımdaki taşıyıcı ajana ve kümelenmeyen maddelere bağlıdır. Kremlerde kullanılan vazelin ve mineral yağı tozlarda kullanılmaz onun yerine kümeleşmeyi azaltmak için kalsiyum asetat ve silikon dioksit kullanılabilir (2,12,29).
Grasso ve arklarının 1994 yılında yaptığı bir çalışmada üst protezlerde krem adezivlerinin retansiyon ve stabiliteye etkinliği araştırılmıştır. 20 hastada önce adezivle daha sonra da adeziv olmadan çiğneme, yutma ve konuşma aktivitesi sırasında protez hareketleri ölçülmüştür ve fazlaca uygulanmış krem adeziviyle 8. saatin sonunda adezivin retansiyon ve stabiliteye olumlu etkisi olduğu ve ısırıma kuvvetini arttırdığı gözlemlenmiş ve dokularla uyumlu olan ve olmayan protezler arasında anlamlı bir fark bulunamamıştır (13). 2003 yılında Hasegawa ve ark.larının yaptığı bir çalışmada da yine eski ve yeni protezlerin adezivle birlikte çiğneme etkinlikleri araştırılmış ve arada anlamlı bir fark bulunamamıştır (14).
Protez adezivlerinden beklenen özellikler:
-Hidrasyona duyarlı olması
-Çabuk etki etmesi
-Yeterli etki göstermesi
-Suya dayanıklı olması
-Kolay temizlenebilmesi. Yastıkların ve sentetik silikonların krem ve tozlarla kıyaslandığında en büyük üstünlüğü daha rahat temizlenebilir olmasıdır (27).
-Tatsız, renksiz olması
-Toksik olmaması, oral mukozayla doku uyumunun iyi olması
-Adeziv özelliklerini 12-16 saat boyunca koruyabilmesi
-Nötral veya nötrala yakın pHya sahip olması.
Avantajları:
-Kötü ve iyi uyumlu protezlerde retansiyon ve stabiliteyi arttırır (8,12,15,16).
-Çiğneme kuvveti artar. Çiğneme sırasında ritmik masseter kas aktivitesi sağlarlar
ve maksimum ısırma kuvvetini arttırırlar. Adezivlerin çiğneme fonksiyonununa
katkısı rezorbe kretli hastalarda daha belirgindir (10,18,21,22,25,26).
-Isırma kuvveti artar (9,11). 6 saat sonra giderek azalır (19).
-Hassas mukozayı korur ve yüklerin eşit dağılımını sağlar (3,21).
-Hastanın kendine güveni artar (4).
Dezavantajları:
-Doku uyumu bozulmuş protezlerde kret rezorpsiyonu giderek artar.
-Protez adezivleri neoplazmaları ve destek dokunun normal konturunun değişimini maskeler.
-Protez tabanı yeterince temizlenmezse kalınlık artar. Kalınlığın artması hem dikey boyutu arttırır hem de mikroorganizmalar için uygun ortam oluşur (12,17).
-Yeterli hijyen sağlanmazsa mukoza enflamasyonuna sebep olabilir (1,7).
Endikasyonlar:
- Kaide Plakları: Doğru çene kayıtlarını almak için kaide plaklarının stabilizasyonunda minimal miktar kullanılmalıdır. Eğer çok fazla kullanılırsa kaide plaklarıyla alınan çene ilişki kayıtları doğru alınmış olmaz.
- İmmediat Protezler: Çekim bölgelerinin yeniden şekillenmesi süregelen bir prosestir. Bu süreçte retansiyon ve stabiliteyi sağlamak amacıyla protez adezivi kullanılabilir. Fakat diş çekimlerinden hemen sonra protez adezivi kullanımı pıhtı oluşumuna engel olduğu için kontraendikedir.
- Rekonstrüksiyon ve Preprotetik Cerrahi: İntraoral cerrahi operasyon geçirecek olan hastalar varolan veya geçici protezini kullanmak için geçici bir süre protez adezivi kullanabilirler. Büyük çapta oral maksillofasiyal operasyon geçiren hastalarda da başka alternatif kalmadığında protez adezivi kullanılabilir.
- Psikolojik Destek: Mesleği gereği toplum içinde göz önünde bulunan hastalar protez çok iyi otursa bile protez adezivinin verdiği psikolojik destekten faydalanabilir. Hastanın bunu rutin olarak kullanması engellenmelidir.
- Farklı Anatomik Yapılar: Bunlardan bazıları aşırı kret rezorpsiyonu, gelişimsel anomaliler, travma ve serebrovasküler bozukluklardır. Bazı vakalarda kısıtlı bir süre için kullanılabilir ama bazı durumlarda bu süre belirsizdir.
- Yaşlı Hastalar: Doku uyumu bozulmuş protezleri kullanan yaşlı hastaları tedavi etmek hekim açısından oldukça zordur. Önerilecek ilk tedavi seçeneği protezi yenilemek veya astarlamaktır. Fakat buna alışmak yaşlı hastalarda mental ve fiziksel olarak çok zordur. Bu aşamada hastaya yeni oklüzyonuna, konturlara ve protezin genel olarak uyumuna alışması için adeziv kullanması önerilebilir. Hafıza problemi olan hastalarda geçici bir süre kullanması için verilen adezivler sıklıkla hasta tarafından rutin kullanılmaktadır. Protezinin yenilenmesini istemeyen yaşlı hastalarda ise eski doku uyumu bozulmuş protezin kullanılması ise çok daha büyük sorunlar yaratır çünkü protezin iyi oturmamasından kaynaklanan sorunlar maskelenmiş olur (29).
- Fiziksel veya Mental Problemli Hastalar: Down sendromu veya nöromüsküler bozukluğu olan total protez kullanan hastalarda istemsiz kas hareketlerine karşı protez adezivlerinden faydalanılabilir (12).
- Kserostomi: Ağız kuruluğunun bazı sebepleri ilaçların yan etkileri, radyasyon tedavisi, hormonal değişiklikler ve Sjörgen sendromu gibi sistemik hastalıklardır. Tükürük salgısı azaldıkça protezin retansiyonu azalır. Kserostominin derecesine göre protez adezivlerinin kısıtlı kullanımı uygun olabilir. Bu hastalar için iyi ıslatılmış bir protez destek dokulara gelen irritasyonu azaltarak ve dokuların daha fazla dehidrate olmasını önleyerek kayganlıştırıcı etki yaratır (12,23).
- Yeni Protezler: Yeni protezlerin ağıza uygulanmasından sonra minimal adeziv kullanımı ilk baştaki endişeyi önlemektedir ve proteze alışmayı kolaylaştırmaktadır. Fakat bu yaklaşım genelde doğru değildir çünkü hasta adeziv kullanımını alışkanlık haline dönüştürür. Aşırı kret rezorpsiyonu veya hastanın beklentisinin çok fazla olduğu durumlarda adeziv kullanılabilir.
- Osseointegre olmuş implantlar: Alt total protezlerini implant destekli protezle değiştirmiş olan total hastaları üst protezlerinin eskisi kadar stabil ve retantif olmadığını farkederler. Alt çeneye implant uygulanması ile alt protez çok daha stabil olur ve doku destekli üst protez bundan negatif olarak etkilenir. İmplant tedavisinden önce hasta bu konuda bilgilendirilmelidir.
- Hareketli Parsiyel Protezler: Protezin dizaynına ve destek dişlerin pozisyonuna bağlı olarak adeziv önerilebilir (tek taraflı sonu serbest vakalarda dişsiz tarafı desteklemek için). Kennedy 1, 2 veya 4. sınıflarda gerekli olan çift taraflı retansiyon ve desteği sağlamak için adeziv kullanımı gerekebilir (12).
Kontraendikasyonları:
- Doku uyumu bozulmuş protezler
- Açık yaralar
- Belirgin patolojik oluşumlar
- Tamir gerektiren protezler
- Yetersiz protez hijyeni
- Düzenli kontrole gelmeyen hastalar (5).
Hangi protez adezivinin seçileceği hastanın anatomisine, destek dokuların durumuna, hastanın beklentisine, kullanım amacına, ürünün özelliklerine, hastanın mental ve pisikolojik karekterine göre değişir. Protez adezivleri, iyi yapılmış bir tam protez eğer hastanın tutuculuk ve stabilite beklentilerini karşılamıyorsa endikedir. Hastanın söylediği memnuniyetsizlik nedenlerine (örneğin; psikolojik, mesleki, morfolojik ve fonksiyonel) bakmaksızın diş hekimi hastanın protezinden beklentilerinin protetik başarı açısından sağlanabilir sınırlar içerisinde olup olmadığına karar verebilmelidir. Böyle adaptasyon sorunu olan hastalar doğrudan implant destekli protez için yönlendirilmelidir. Fakat sağlık, maliyet ve diğer sorunlar buna engel olabilir (28).
Protez adezivi kullanımı hekimin klinik becerisinin kötü olduğu anlamına gelmemektedir. Günümüzde de birçok diş hekimi yalnızca protetik tedavi kötü ise adeziv kullanımına gerek olduğunu düşünmekte ve bu ürünleri hastalarına tavsiye etmemektedirler. Yapılan birçok araştırmada adezivlerin çok iyi, orta ve kötü uyumlu protezlerde retansiyonu, stabiliteyi ve ısırma kuvvetini arttırdığı kanıtlanmıştır.
Hekimin hastaya vereceği tavsiyeler şu şekilde olmalıdır:
- Kremler, tozlar ve yastıklar arasındaki farkı anlatmak
- Adeziv kullanma sebebini açıkça anlatmak
- En iyi sonuç için gerekli en az miktarı kullanmak
- Dokuyla temas eden protez yüzeylerine eşit miktarda dağıtmak
- Gerekli olduğunda tekrar uygulamak
- Adezivi her zaman temiz yüzeylere uygulamak
- Risk faktörlerini ve periyodik kontrollerin önemini anlatmak
- Protez adezivi kullanımının bir tedavi modeli olmadığını daha çok tedaviye yardımcı
olduğunu anlatmak.
Dt. Çağla Pınar Eren*, Prof.Dr. Tayfun Bilgin*
İstanbul Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi, Protetik Diş Tedavisi AD
Yazışma adresi:
Dt.Pınar Eren
İstanbul Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi
Protetik Diş Tedavisi ABD.
34390 Çapa/İstanbul
Tel no: 0212 4142020 / 34738
Fax no: 0212 5253585
KAYNAKLAR
1- Al RH, Dahl JE, Morisbak E, Polyzois GL. Irritation and cytotoxic potential of denture adhesives. Gerodontology 2005;22(3):177-83.
2- Berg E. A Clinical comparison of four denture adhesives. Int J Prosthodont 1991;4:449-456.
3- Boone M. Analysis of soluble and insoluble denture adhesives and their relationship to tissue irritation and bone resorption. Compend Contin Educ Dent. 1984;4:22-5.
4- Brewer AA. Treating complete denture patients. J Prosthet Dent 1964;14:1015-1030.
5- Coates A. Usage of dentures. J Dent 2000;28:137-140.
6- Çalıkkocaoğlu S. Tam Protezler. Istanbul, 1998.
7- Dahl JE. Potential of dental adhesives to induce mucosal irritation evaluated by the HET-CAM method. Acta Odontol Scand. 2007;65(5):275-83.
8- de Baat C, van't Hof M, van Zeghbroeck L, Ozcan M, Kalk W. An international multicenter study on the effectiveness of a denture adhesive in maxillary dentures using disposable gnathometers. Clin Oral Investig. 2007;11(3):237-43.
9- Fløystrand F, Koppang R, Williams VD, Orstavik J. A method for testing denture adhesives. J Prosthet Dent 1991;66(4):501-4
10- Fujimori T, Hirano S, Hayakawa I. Effects of a denture adhesive on masticatory functions for complete denture wearers--consideration for the condition of denture-bearing tissues. J Med Dent Sci. 2002;49(4):151-6.
11- Ghani F, Likeman PR, Picton DC. An investigation into the effect of denture fixatives in increasing incisal biting forces with maxillary complete dentures. Eur J Prosthodont Restor Dent. 1995;3(5):193-7.
12- Grasso J. Denture Adhesives. Dent Clin N Am 2004;48:721-733.
13- Grasso J, Gay T, Rendell J. Effect of denture adhesive on retention and stability of maxillary dentures. J Prosthet 1994;72:399-405.
14- Hasegawa S, Sekita T, Hayakawa I. Effect of denture adhesive on stability of complete dentures and the masticatory function. J Med Dent Sci 2003;50(4):239-247.
15- Jason J, Robert F. Grbic JT, Lamster IB. In Practice Evaluation of a Denture Adhesive Using a Gnathometer. J Prosthodont 2004;13:244-250.
16- Jill K, Rendell MPH, Gay T, Grasso JE, Baker RA, Winston L. The effect of denture adhesive on mandibular movement during chewing. JADA 2000;131:981-986.
17- Kim E, Driscoll CF, Minah GE. The effect of a denture adhesive on the colonization of candida species in vivo. J Prosthodont 2003;12(3):187-91.
18- Kulak Y, Özcan M, Arikan A. Subjective Assessment by Patients of the Efficiency of Two Denture Adhesive Pastes. J Prosthodont 2005;14(4):248-52.
19- Ozcan M, Kulak Y, De Baat C, Arikan A, Ucankale M. The effect of a new denture adhesive on bite force until denture dislodgement. J Prosthodont 2005;14(2):122-126.
20- Ozcan M, Kulak Y, Arikan A, Silahtar E. The attitude of complete denture wearers towards denture adhesives in Istanbul. J Oral Rehabil 2004;31(2):131-134.
21- Perez P, Kapur KK, Garrett NR. Studies of biologic parameters for denture design. Part III: Effects of occlusal adjustment, base retention, and fit on masseter muscle activity and masticatory performance. J Prosthet Dent. 1985;53(1):69-73.
22- Psillakis JJ, Wright RF, Grbic JT, Lamster IB. In practice evaluation of a denture adhesive using a gnathometer. J Prosthodont. 2004;13(4):244-50
23- Sipahi C, Beyzadeoglu M, Demirtas S, Ozen J. Effect of different mucosal and acrylic resin surface treatments in a denture retention model for patients with radiotherapy-induced xerostomia. Int J Prosthodont. 2007;20(4):405-8.
24- Shay K. Denture adhesives. Choosing the right powders and pastes. Am Dent Assoc 1991;122(1):70-6.
25- Tarbet WJ, Boone M, Schmidt NF. Effect of a denture adhesive on complete denture dislodegment during mastication. J Prosthet Dent 1980;44:374-378.
26- Tarbet WJ, Silverman G, Schmidt NF. Maximum incical biting force in denture wearers as influenced by adequacy of denture-bearing tissues and the use of adhesive. J Dent Res 1981;60:115-119.
27- Uysal H, Altay OT, Alparslan N, Bilge A. Comparison of four different denture cushion adhesives--a subjective study. J Oral Rehabil. 1998 Mar;25(3):209-13.
28- Yadav A, Yadav S. Denture adhesivesTheir stand in prosthodontics. JIPS 2005;2:62-64
29- Zarb GA, Bolender CL. Prosthodontic treatment for edentulous patients. Mosby, St Louis, 2004
Özgeçmiş
Dt. Çağla Pınar Eren:
1982 yılında Ankarada doğdu. Lise öğrenimini Kadıköy Anadolu Lisesinde tamamladı. 2006 yılında İstanbul Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesinden mezun oldu. Aynı yıl İ.Ü.Dişhekimliği Fakültesi Protetik Diş Tedavisi Anabilim Dalında doktora eğitimine başladı. Halen bu bölümde doktora öğrencisi olarak görevini sürdürmektedir.
Prof. Dr. Tayfun Bilgin:
1960 yılında Tokat/Zilede doğdu. 1983 yılında İ.Ü.Dişhekimliği Fakültesinden mezun oldu. 1989da Protetik Diş Tedavisi Anabilim Dalında doktor ünvanı aldı ve aynı anabilim dalında 1994 yılında doçent, 1999 yılında profesör oldu. Halen İ.Ü.Dişhekimliği Fakültesi Protetik Diş Tedavisi Anabilim Dalında çalışmalarını sürdürmektedir. Evli ve bir kız babasıdır.