Amacımız Mesleğine Değer Veren Öğrenciler Yetiştirmek

Vestiyer Yayın Grubu olarak Diş Protez Teknikerlerinin eğitimlerini öğrenmek adına Medipol Üniversitesi Sağlık Meslek Yüksek Okulu Diş Protez Teknolojisi Bölümü’nü ziyaret ederek Program Başkanı Doç. Dr. Hanefi Kurt ile röportaj yaptık.  Amaçlarının bu işin iyi ve doğru olduğuna inanan ve düzgün yapmak isteyen insanlar yetiştirmek olduğunu söyleyen Kurt, bölümün çalışmalarını ve farklılıklarını anlattı.

 

 

1974 yılında Muğla’da doğdum. Diş hekimliği lisans eğitimimi İstanbul Üniversitesi’nde tamamlayıp Protetik Diş Tedavisi Ana Bilim Dalı’nda doktoramı yapıp 2011 yılına kadar Dr. Arş. Gör. Olarak görev yaptım. 2011 yılından bu yana İstanbul Medipol Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Protetik Diş Tedavisi Ana Bilim Dalı’nda Doçent Doktor olarak görev yapıyor ve 4 senedir de Diş Protez Teknolojisi Program Başkanlığı’nı yürütüyorum.

 

Mesleği yapmak isteyenler eskiden iki ayrı bölümle diploma alıyorlardı. Birisi sağlık meslek yüksekokulu bünyesinde bulunan 2 yılı eğitim, 2 yılı staj artı eğitim olmak üzere 4 yıl eğitim veren diş teknisyenliği liseleri, diğeri de devlete ait ancak sayısı çok fazla olmayan, en köklüleri Hacettepe, Çapa ve Marmara’da bulunan diş teknisyenliği okullarıydı. İster liseden, ister meslek yüksekokulundan mezunların hepsinin diploma hakları vardı ve iş yeri açabiliyorlardı. Bunun yanı sıra, alaylı diş teknisyenleri de bulunuyordu. Alaylı diş teknisyenleri de Milli Eğitim Bakanlığı’nın düzenlediği kursları tamamlayarak diploma sahibi olabiliyorlardı.

 

Günümüzde artık Sağlık Meslek Yüksekokulu bünyesinde açılan Diş Protez Teknolojisi bölümleri var. Buradan mezun olanlar “Diş Protez Teknikeri” unvanını alıyorlar ve diploma hakkını 2 yıllık eğitim sonunda kazanıyorlar.

 

3 yıldır mezun veriyoruz. İlk olarak Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksel Okulu bünyesinde Diş Protez Teknolojisi Programı açıldı. Geçen yıl da ikinci bir MYO olarak İstanbul Medipol Üniversitesi Meslek Yüksek Okulu kuruldu. Bu iki okuldan da ayrı ayrı mezunlar veriyoruz. Bunların yanında bir de ikinci öğretimler var. Çünkü birçok çalışan diş teknisyeni geceleri eğitim almak istiyor. Hali hazırda bu mesleği sürdüren teknisyenler, meslek edinmek isteyen ama gündüz çalışanlar da bu eğitim programlarına katılabiliyor.

 

Bu şekilde bizim 4 ayrı programımız oldu. Her birinin kontenjanı yaklaşık 60-80 kişi arasında değişiyor. İlk mezunlarımızı verirken 20-30 kişilik iki ayrı grupla başladık. Sistem oturunca geçen yıl ciddi donanımlarla 65 ve 80 kişilik yeni laboratuvarlar kurduk. Her türlü teknolojik donanım bunun içerisinde yer alıyor.

 

Eğitim müfredatları YÖK tarafından belirleniyor. YÖK’ün müfredatında ilk sene Türk Dili, İnkılap Tarihi ve İngilizce gibi zorunlu temel dersler var. Bunun yanında meslekî derslere giriş var ancak belirlenen ilk dersler yetersiz kalıyordu. Yetersiz diyorum çünkü birçok MYO’ya baktığımızda Diş Protez Teknolojisi mezunları, ellerindeki diploma ile bir iş yeri açmaya sahip neredeyse tek meslek.

 

Meslekî bilgi yetmeyip malzeme bilgilerinin de günümüzde tamamen değişmesi ile bütün üniversiteler YÖK’ün verdiği çerçeve içinde istedikleri değişikliği yapmaya sahip oldular.

 

Öğrenciyken kullandığım hiçbir malzemeyi şu anki eğitim sırasında kullanamıyorum. Hepsi değişti. Öğrencilerin bu güncelliği yakalaması ve yeniliklere göre eğitim müfredatının tekrar güncellenmesi lazım. Bu ihtiyaçtan dolayı da Medipol Üniversitesi olarak ilk güncellemelerimizi yaptık.

 

Müfredatı CAD-CAM eğitimlerinden tutun da normal dökümlere kadar oldukça ağırlaştırdık aslında. Öğrenciler daha birinci sınıfın birinci döneminde bile çok fazla meslek dersleri almaya başlıyorlar. Başka yerde çoğunlukla manüplasyon dersi ile başlarken bizde bunun yanında protez dersleri de var. Protezin hem sabit hem hareketli derslerini almaya başlıyorlar.

 

Bu programı oluşturmak için çok ciddi bir hoca kadrosu kurduk. Bu derslere yardımcı doçent ve doçent seviyesinde 5 ayrı öğretim üyesi giriyor. Öğrenci, her dönemde 30 AKTS alıp 120 AKTS’yi tamamladığı zaman mezuniyet hakkı elde ediyor.

 

Birinci sınıf ilk dönemde temel dersler olan Türk Dili, İnkılap Tarihi ve İngilizce dışında Hareketli Protezler, Diş Morfolojisi, Çiğneme Fizyolojisi, Maddeler ve Aletler Bilgisi dersleri ile mesleğe giriş başlıyor. Meslek Etiği, İş Güvenliği, Dental Laboratuvarlarda Fotoğrafçılık ise seçmeli dersler. İkinci dönemde temel derslerin yanında Hareketli Protezler, Artikülatörler ve Yüz Arkı, Fonksiyonel Oklüzyon, Sabit Protetik Diş Tedavisine Giriş, Sterilizasyon ve Dezenfeksiyon Yöntemleri gibi kapsamlı zorunlu dersler ile Araştırma Yöntem ve Teknikleri ile Sağlıkta Kalite Yönetimi isimli seçmeli dersleri var. Gelecek seneye de bizim en çok problem yaşadığımız konu hekim teknisyen iletişiminden kaynaklanan sorunlar olduğu için Diş Hekimi & Diş Teknisyeni İletişimi adında bir seçmeli ders olacak.

 

İkinci yılda tamamen mesleğe ve mesleğin modernleşen yüzüne dönülüyor. Sabit Protezler, Porselen Protezler, Hareketli Protezler III, gibi temel derslerin yanı sıra Diş Protez Teknolojisinde Renk Bilimi, TME hastalıklarının tedavisinde kullanılan splintler ve uyku apnesinin tedavisinde kullanılan horlama apareylerinin yapımını öğrendikleri İnteroklüzal Apareyler ile Çene Yüz Protezleri dersleri var. Hem teorik hem pratik İmplantüstü Protezler dersleri var ki burada genellikle temel bilgilere giriş ve hareketli protezlerle başlayıp ikinci dönemde bu protezlerin yapımlarını öğreniyorlar. Ayrıca bütün yaptıklarının olmazsa olmazı freze işlemleridir. Bu nedenle Freze Teknikleri diye bir dersleri var. 8 meslek dersi ile birinci dönem bitiyor.

İkinci dönemdeki Diş Hekimliğinde Dijital Teknolojiler dersi ile CAD-CAM teknolojileri ve tarayıcılar öğreniliyor. Sabit, Porselen, Hareketli Protezler dersleri devam ediyor. Ek olarak İmplantüstü Protezler 2 ile ortodontik apareylerin hem teorik öğrenildiği hem de uygulamalarını yaptıkları Ortodontiye Giriş dersleri başlıyor. Bir de Hassas Tutucular dersi var. Burada daha modern protezlerin yapımını görüyorlar.

Bahar şenliklerinizde de farklılık olduğunu duyduk…

Diğer okullardan farklı olarak eğitimimizi tamamlarken iki ek uygulamamız var. Birincisi bahar şenliğimiz. Bizim üniversitemizde bahar şenliği algısı biraz daha farklı oluyor. Bahar Şenliği’ni “Bilim Şenliği” olarak düzenliyoruz. Öğrenciler arasında araştırmalar, çeşitli sunum yarışmaları yapılıyor. Bunları içerecek şekilde Mayıs ayının ortasında iki günlük program yapılıyor. Tabii ki eğlence de var ama bu ekstra bir uygulama. Meslek Yüksek Okulu’nu bu uygulamanın dışında bırakmadık.

 

Şenliğin bir gününde hassas tutucular konusunda Eleksan firmasının da desteği ile Hands-on kurs gerçekleştiriyoruz. Bu kurs aslında teknisyenlik kongrelerinde ücretli olan bir kurs olarak verilir. Tam günlük bu kurs sonunda çocuklar sertifikalarını alıyor, aynı zamanda da pratiklerini tamamlamış oluyorlar. Yine “Diş Hekimliği ve Dijital Teknolojiler” dersi için de Sirona firmasının desteği ile CAD-CAM eğitimlerini tamamlatıp sertifikalarını verdiriyoruz. Dolayısı ile okulumuzdan mezun olan öğrencilerimiz, normal diplomalarının yanında dışarıdan ücretle temin edebilecekleri iki tane de sertifika almış oluyorlar.

 

Şenliğin ikinci gününde mesleğe hizmet etmiş 1 akademisyen 3 tane de bu işi çok iyi başarmış diş teknisyenini davet edip “Diş Teknikerliği Günleri” adı altında bir program yapıyoruz. Bilimsel hiçbir şey anlatmıyorlar. Sadece nasıl başardıklarını anlatıyorlar. Öğrenciler de merak ettikleri soruları sorma fırsatı buluyorlar.

 

Biz bu günlere bütün üniversiteleri davet ediyoruz. İstanbul Üniversitesi bu davete çoğunlukla icabet ediyor. Ancak bazı üniversiteler rekabet olarak da algılayabiliyor.

 

Aslında biz bu anlamda bir farklılık yaratmak istiyoruz. Birçok özel üniversitede arkadaşlarım görev yapıyor. Oradan bize talep gelirse biz destek olmak istiyoruz. Tüm ders içeriklerimiz yayında açık mesela. Öğreticiler, içerik, çıktısı nedir vs. Avrupa’daki bütün üniversitelere entegre olacak şekilde açık. İçerik paylaşılsın, bilinsin istiyoruz.

 

Üniversiteler bizden bir şeyler istiyorlar. Tüm desteği veriyorum. “Rakip üniversite neden yardım etsin” şeklinde bakıyorlar ancak gerçek anlamda yardım ediyoruz. Çünkü bu konuya eğitimde başarılı olursak, akademik eğitimden geçen teknisyenler iyi bir yere gelirse eğitim kazanmış olur gözü ile bakıyoruz. Buradan çıkan teknisyen hiç bir şey bilmezse o zaman yanlış eğitim vermiş oluruz ve kimse bizi ciddiye almaz.

 

Mezunlarımızın büyük çoğunluğu, sektörün iyi kurumlarında çalışır hale geliyorlar, farkındalık ortada. Eğitimde elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyoruz. Diğer üniversitelerde kontenjanların bir kısmı dolarken bizim kontenjan tam doluyor, hatta yatay geçişlerle geçiyor. Başka üniversitelere gitmiş öğrenciler, bizim farklılığı gördükleri için yatay geçiş yapıyorlar.

 

Ücretler de çok yüksek değil. Tüm bölümler %50 burslu. İlk %10’luk dilimde olanlar zaten %100 burslu. Burada bursun kesilmesi ders notu ile belirlenmiyor. Sadece devamsızlıktan dolayı kalındığında ya da ahlak dışı bir davranışta bulunduğunda burs kesilmiş oluyor. Bizler, öğrencinin öğrenmesi için sürekli yönlendirmelerde bulunuyoruz. Doluluk oranımız da gittikçe artıyor. İkinci öğretimde de 15-20 yıldır bu mesleği icra eden kişilerden talep geliyor. Onlar da üniversite sınavına girip okulumuza başvuru yapıyorlar.

 

Medipolün bu noktaya gelmesinde bizi yetiştiren hocaların farkı da var. Mehmet Hoca, Senih Hoca, Metin Hoca’nın farkı.

 

Bizim öğrencilerimiz zihinlerini, ceplerini dolduracak her şeyi burada öğreniyorlar. Mezun olduklarında Gerber yöntemi, elastik, hibrit, garvan yöntemi ile protez yapmayı, seromerler denilen mikrohibrit protezlerin kullanımını öğreniyorlar. Ayrıca öğrenciler tarafından iletişimden yeterliliğe, sunumdan, doğruluğa, objektif değerlendirmeye kadar 14-15 başlıkta sürekli değerlendiriliyoruz. Biz de kendi hatalarımızı görüp kendimizi geliştiriyoruz.

 

Bu programın başkanı olarak bu kadar fazla çalışıyor olmamın en önemli sebebi sektördeki eksiklik. Diş protez teknisyenine çok ciddi ihtiyacımız var. Benim protezdeki en büyük başarım teknisyene bağlı. Ben ne kadar iyi diş kesersem keseyim, iyi ölçü alırsam alayım teknisyenim iyi olmadığı sürece benim işim kötü olur. İyi teknisyen, hekimi de iyi hale getirir.

 

Öğrencilerimi ileride çalışacağım insanları düşünerek yetiştiriyorum. Yaptıkları işlerin kliniğe nasıl yansıdığını onlara mutlaka gösteriyoruz. Bir insanın yaptığı hizmetin insana nasıl yansıdığını görmesi, davranışlarını yönlendirmesini sağlıyor. Yoksa bunu sadece bir materyal ve şekillendirme olarak görürse aynı algı ile üretemez. Yaptıkları hataların çok ciddi sonuçlara neden olduğunu bunun insan sağlığının bir parçası olduğunu öğreniyorlar. Dolayısı ile laboratuvarı klinikle beraber öğretmeye çalışıyoruz. Farklılığı anladığında da mesleğini çok seviyor.

 

Aynı şeyleri diş hekimlerine de yapıyoruz aslında. “Ben hekimim, sadece ölçüyü alırım, gönderirim” demek değildir olay. İki tarafın da birbirini bilmesi lazım. Bunların bu noktaya gelmesinde rahmetli Mehmet Hoca’nın da çok büyük payı var. Öğrencime yaptırdığım her şeyi kendim yapabiliyorum. Hiç yapmadığım bir şeyi öğrencime yaptırmam. Öğrenciler bunu gördükleri zaman size daha çok saygı duyuyorlar.

 

Ayrıca kongrelere sık sık katılıyor ve öğrencilerimizi katılıma teşvik ediyoruz. Konuşmacı olarak davet edildiğimiz tüm organizasyonlarda tek ricamız oluyor. Sempozyumlara ücretsiz öğrenci alımı. Bugüne kadar Vestiyer Yayın Grubu sağ olsun bunu hep karşıladı. Eskiden bu sempozyumlara talep olmuyordu. Şimdi yer kalmıyor. Bizim öğrencilerimiz orada yer alıyorlar, ufukları ve algıları değişiyor.

 

Teknisyenler çözüm ortaklarımızdır. Onlara saygıyı duyuyoruz. Onlarla birlikte bir şeyler yapmak istediğimizi söylüyoruz. Amacımız hep aynı mantık. Ancak teknisyenin de çok çalışması lazım. Quntessence’nin QDT Dental Teknoloji dergisinde ilk kez bir Türk teknisyeninin işleri yayımlandı. Bu insan, bu saygıyı hak etti çünkü çok emek verdi. Bu insanlar arttıkça mesleğe duyulan saygı artacaktır.

 

Teknisyenler, yardımcı gibi görülmemeliler. Ancak çözüm getirirken doluluğa da bakmak lazım. Bütün teknisyenlerin işlerini iyi yapması için çok çalışması, doğruları örnek alması lazım.

 

Medipol, TÜBİTAK desteği ile şu anda Avrupa’nın ve dünyanın en iyi araştırma merkezlerinden birini kurdu. İsmi REMER. REMER projesinin başarısını gören TÜBİTAK, daha sonraki projeyi de destekledi ve tıp fakültesi ile diş hekimliği fakültesinin ortak kullanabildiği Rejeneratif Uygulamalar Merkezi kuruldu. Bu anlamda çok ciddi yerli ilaç üretimleri, kök hücre çalışmaları yapıldı. Üniversitenin de teknolojik olan her şeye desteği var.

 

Ayrıca firmalardan da çok destek görüyoruz. 2-3 senedir mezun ettiğimiz öğrencilerin durumu dışarıdaki sektörü hareketlendirdi. Bu sektörlerden bir tanesi implant firmaları. Bildiğiniz üzere; yeni yönetmelikle ağız diş sağlığı teknikeri ile diş protez teknikeri çalıştırma zorunluluğu geldi. Bu zorunlulukla birlikte bazı firmalar implanta özel dersler açmamızı istedi. Karşılığında bu derslerden başarılı olan öğrencilere iş garantisi vereceklerini beyan ettiler ve bir anlaşma yapıp eğitim içeriğini doldurduk. Sene başında bu çalışmamız da başlayacak ve bu sayede farklı sektöre geçmek isteyen öğrenciler bu seçmeli dersleri alabilecekler. CAD-CAM ve 3D printerların eğitimlerini bizden almak isteyen firmalar da var. Bu talepler tabii ki çok hoşumuza gidiyor.

 

Medipol’ün açık fikirliliği, desteği, öğretim üyelerinin fedakarlığı ve öğrencilerin desteği ile bu noktaya geldik. Alt yapısında bulunan öğretim üyesi kadrosuna da sahip olmamız çok önemli. 3 teknisyenlik hocamız var. Sinan ile uzun dönem Çapa’da çalıştık. Erkut, meslek yüksekokulunda öğrencimizdi, sonra Çapaya geldi ve mezun oldu. Gülsüm, kendi öğrencimiz olarak mezun olan ilk öğrencimizdi. Bu sene yeni mezunlarımızdan 3 öğrenciyi daha istihdam edeceğiz. Gerçekten çok başarı bir ekibimiz var. Kendi bünyemizde de akademisyen yetiştirmek gurur verici.

 

Amacımız, mesleğine değer veren, bu işin iyi ve doğru olduğuna inanan ve düzgün yapmak isteyen insanlar yetiştirmek. Bunu okulumuzda sürekli anlatıyoruz.

Kısa ve Uzun Vadeli Hedeflerinizi Öğrenebilir miyiz?

Teknisyenlik eğitimi çok maliyetli. Biz teknolojik olarak daha ileriye gitmek, alt yapıyı gün geçtikçe yükseltmek istiyoruz. Eğitim için yurt dışına giden kişilerin burada kalması için çalışıyoruz. Dünya ile yarışacak adamlar yetiştirmek, en başarılı eğitimin burada verildiğini sunmak hedeflerimizden biri.

 

Teknolojik alt yapı bu anlamda çok önemli. Diş hekimliği ve diş teknisyenliği aynı alt yapıyı kullanıyor. Kavacık’ta 200 metrekarelik fantom laboratuvarımız ve her biri 70 metrekare olan alçı, akrilik ve metal döküm laboratuvarlarımız var. Diş hekimliği taşınıyor, bir tane daha hastane yapılacak.

 

Akredite olarak çalışıyoruz. Henüz diş hekimliği akreditasyon kurulu yok ama biz çalışmalarımız kurulduğu gün başlayacakmış gibi hazırlıyoruz. Bu arada Türk akreditasyon kurumuna başvuru yapıp Eylül’de dünyadaki akreditasyon kurumlarından birine başvuru yapacağız.

 

Her iki kıtada da hizmet verebilmek başka bir hedefimiz. Asya yakasında oturan öğrenci, sırf okumak için Avrupa Yakası’na geçmesin o kıtadaki okula gitsin. Ona göre öğretim üyesi ile çalışmayı aynı standartlarda MYO açmayı planlıyoruz.

 

Bir hedefimiz de diş teknisyenleri ile ilgili temel eğitim kitabı çıkarmak. Şu anda yazım aşamasında iki kitabımız var. Biri hekimler için ama teknisyenler de kullanabilir. Diğeri ise tamamen teknisyenlere ait temel eğitim kitabı.

 

Bu çalışmalarımda bayrağı bana teslim eden Uğur Abi oldu (Dr. Uğur Ergin). Türkiye’de teknisyenler için ilk kez çalışmalar başlatan, neredeyse 1600 kişinin katıldığı diş teknisyenliği kongresini düzenleyen, ilk dergiyi çıkaran, kitaplar için uğraşan o oldu. Ben kendisini örnek alıp bayrağı teslim aldım, başkasına hakkıyla teslim edene kadar aynı heyecanla çalışmaya devam edeceğim. Kendisine de buradan çok teşekkür etmek istiyorum.

Röportaj: Elif Taman (Vestiyer Yayın Grubu)
Fotoğraf: Diş Pro.Tek. Sinan Akdemir (Medipol Üniversitesi)