Teknolojik gelişmeler pek çok mesleği olduğu gibi diş hekimliğini de hızla değiştiriyor. Bu konuda yapılan araştırmalar gösteriyor ki diş hekimliği geçen 50 yılda kat ettiği yoldan daha fazlasını önümüzdeki 20 yılda kat edecek. Bu değişimde tıbbi cihaz ve ilaç sektöründeki gelişmelerin büyük payı var.
Teknolojideki hızlı ilerleme geleneksel sayılabilecek ürünleri bile değişime zorluyor. Örneğin bir bandaj bile nanoteknoloji ile yeni özellikler kazanabiliyor. Tıbbi cihaz sektöründe bir ürünün ömrü ortalama 18 ay kabul edilmekte. Bu süreden sonra ürün en azından küçük iyileştirmeler ile daha katma değerli bir yapıya kavuşuyor ve sektör inovasyona dayalı şekilde gelişiyor.
Hastaların Güvenliği için Sağlık Hizmetleri Aksamamalı
Hastaların güvenliği ve tıbbi hizmetlerin aksamaması açısından tıbbi cihaz üretimi stratejik bir konumda. Maliyet hesapları ve ekonomik göstergeler de üretici konuma geçmeyi daha karlı kılıyor.
Sektör, şırıngadan tekerlekli sandalyeye ağız içi görüntüleme cihazlarından doğum kontrolü için kullanılan ürünlere kadar uzanan devasa bir alanı ifade ediyor. Farklı üretim teknolojileri ve süreçleri ile ortaya çıkan tıbbi cihazlarda 22 binin üzerinde çeşit bulunmakta. Bu kadar geniş bir sektöre dair düzenli veri elde etmek ise elbette kolay değil.
Dünyada tıbbi cihaz pazarının yüzde 89’u 30 şirketin elinde bulunuyor. Geri kalan 27 bin üretici ise pazarın yüzde 11’ini paylaşmakta. Espicom’un 2014 yılı verilerine göre dünya pazarının yüzde 49’una ABD, yüzde 12’sine Japonya, yüzde 11’ine ise Almanya sahip. Ülkemizin tıbbi cihaz pazarındaki payı ise sadece yüzde 1 seviyelerinde (Tablo1).
Türkiye’de Tıbbi Cihaz Dağılımı
Espicom 2017 verilerine göre ülkemizdeki 2016 yılı toplam tıbbi cihaz pazar büyüklüğü 2,3 milyar dolar. Bu büyüklük ülke sağlık harcamalarının yüzde 6’sına denk geliyor. Yerli üretim yeterli düzeyde olmadığından pazar ihtiyacının yüzde 85’i ithalat ile karşılanıyor. Pazarın dağılımına baktığımızda yüzde 8’inin diş hekimliği ekipmanlarından oluştuğunu görüyoruz (Tablo 2).
Böyle bir rekabet ortamında ilerleme sağlamak için kamunun teşviki ve ulusal politikalar ile yönlendirilmiş stratejilere ihtiyaç var. Kobiler için bir sağlık teknolojisi ortaya çıkartmak ve bu ürünün pazara ulaşana kadar ihtiyaç duyduğu finansmanı sağlamak mümkün değil. Bunun için fonlar oluşturmak ve yatırımları kolaylaştırmak gerekiyor. Yeni cihazların geliştirilmesi için gereken klinik araştırma süreci için de devlet hastaneleri ve üniversitelerinin imkanlarını devreye sokarak süreci desteklemek oldukça önemli.
Klinik Çalışmalar Yetersiz
Dental sektörde yerli üreticinin rekabet etmesini zorlaştıran birçok etken var. Yeni bir ürün geliştirirken büyük üreticilerin saldırgan fiyat politikaları başa çıkmak finansal açıdan güçlü bir duruş gerektiriyor. Yerli üreticinin karşılanmamış bir tıbbi ihtiyaca yanıt verecek ürünler ortaya çıkartması için ülkemizdeki klinik çalışma sayısının yükselmesine ihtiyaç var. Ülkemizde tıbbi cihaz üretimine dair performans göstergeleri Tablo 3’te görülebilir.
Dental Sektörde 100’e Yakın Üretici Var
Ağız ve diş sağlığına dair ürünler, tıbbi malzeme statüsünde sayılmadığı için yerli üreticiler yakın zamana kadar teşviklerden yararlanamıyordu. Bu konuda Diş Malzemeleri Sanayici ve İşadamları Derneği (DİŞSİAD) tarafından yapılan çalışmalar ile diş sağlığı ürünleri tıbbi malzeme sınıflandırılmasına dahil edilmiş oldu.
Türkiye’de 100’ye yakın diş hekimliği malzemeleri üreticisi, 10’a yakın implant üreten firma bulunuyor. Ürünlerin dağılımına baktığımızda, klinik dolaplar, diş ünitleri ve sarf malzemeler ağırlıklı ihracat kalemlerini oluşturuyordu. Son yıllarda daha yüksek katma değerli ürünler de bu listeye eklenmeye başlandı. Günümüzde gelişen teknolojiler sayesinde başta implant alanı olmak üzere üreticilerimiz önemli mesafe kat ettiler. Devlet teşviklerinden yararlanma imkanının doğmasıyla hem iç pazarda hem de ihracat alanında rekabet imkanı yükseldi. Sektörde yerli üretimin payı yüzde 15 seviyelerinde.
Dental sektör hızlı gelişen tıbbi cihaz pazarlarından biri. Özellikle implant alanı karlı ve gelişmeye açık bir alan olarak öne çıkıyor. Dental implant sektöründe araştırma şirketlerinin tespitlerine göre dünya genelinde 224’ü üretici olmak üzere 300 civarında dental implant markası yer alıyor. 2005-2015 arasında sektöre giren marka sayısının yüzde 300 artışı ve bu alandaki önemli potansiyele işaret etmekte.
Ülkemizdeki diş hekimi sayısı da artıyor, 2025’te 70 bin seviyesine ulaşması bekleniyor. Yeni klinikler ve Ağız ve Diş Sağlığı Merkezleri’yle birlikte sektör hızla büyüyor. Günümüzde 500 milyon dolar seviyesinde bulunan sektörel hacim 2023 yılında 1 milyar dolar seviyelerini görecek.
Tablolar
Tablo 1 Kaynak: “Türkiye Tıbbi Cihaz Kurumu TİTCK 2018-2022 Stratejik Planı”, Espicom 2014 Verileri
Tablo 2 Kaynak: “Türkiye Tıbbi Cihaz Kurumu TİTCK 2018-2022 Stratejik Planı”, Espicom 2017 Verileri
Tablo 3 Kaynak: Onuncu Kalkınma Planı 2014 – 2018, Sağlık Endüstrilerinde Yapısal Dönüşüm Programı Eylem Planı.
Haber: Elvan GENÇ (VYG)