Türkiye’de sağlık okuryazarlığı düzeyini artırmak için projelere imza atan Bayer, 22 Ekim tarihini “Sağlık Okuryazarlığı Günü” ilan ederek bu konuya ülke çapında dikkat çekmeyi amaçlıyor. Bu yıl ilk kez kutlanan Sağlık Okuryazarlığı Günü kapsamında bir de araştırmaya imza atıldı.
Araştırma şirketi IPSOS tarafından gerçekleştirilen Türkiye Sağlık Okuryazarlığı Araştırması’nın sonuçlarına göre, ülkemizde sağlıklı bir yaşamın önemi ve sağlıklı kalabilmek için yapılması gerekenler hakkında farkındalık düzeyi yüksek ancak bu bilgileri hayata geçirenlerin oranı görece düşük kalıyor. Türkiye’de her dört kişiden üçünün daha önce “sağlık okuryazarlığı” kavramını duymadığını belirttiği araştırmada ortaya çıkan en önemli verilerden biri de araştırmaya katılanların yarıya yakınının sağlıkla ilgili doğru ve yanlış bilgileri birbirinden ayırt etmekte zorlandığını ifade etmesi oldu. Bayer, araştırma verilerinden faydalanarak sağlık okuryazarlığı seviyesinin yükseltilmesi konusunda Eczacı Adile Özdağ, İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Ayça Kaya ve Kulak Burun Boğaz Uzmanı Prof. Dr. Aytuğ Altundağ ile birlikte kamuoyunu bilgilendirme faaliyetleri gerçekleştirecek.
Türkiye çapında; hane içi sağlık anlayışı, kişisel ve koruyucu sağlık bilgisi, beslenme alışkanlıkları, fiziksel aktiviteler, ruhsal sağlığa dikkat etme oranları, sağlık ile teknoloji arasındaki ilişki ve güvenilir haber kaynaklarının değerlendirildiği araştırma dikkat çekici veriler içeriyor.
REKLAM
Araştırmaya katılanların büyük çoğunluğunun sağlık durumlarına etkisi olabilecek konular hakkında bilgi sahibi olduğu gözlemleniyor. Ancak sağlık için yararlı ve zararlı olan ürünler ve davranışlar hakkında bilgi sahibi olsalar da bunu hayatlarına yansıtma oranlarının düşüklüğü dikkat çekiyor. Örneğin; araştırmaya göre Türkiye’nin yüzde 90’ına yakını sigara, tütün ve tütün ürünleri tüketiminin zararlı, egzersiz yapmanın ve düzenli uykunun ise sağlık üzerinde pozitif etkisi olduğunu biliyor. Buna karşılık ne yazık ki sigara içmeyi denemiş her 10 kişiden altısı halen sigara içmeye devam ediyor. Bunun yanı sıra haftada bir veya daha fazla egzersiz yaptığını ifade edenlerin oranı ise yüzde 50’nin altında kalıyor.
En Çok Aile Hekimimize Güveniyoruz
Araştırma sonuçlarına göre, bireyler sağlık ile ilgili bilgileri en çok internet sitelerinden ve sosyal medyadan ediniyor. Ancak bilgi kaynağı olarak en çok tercih edilen internet, güvenilirlik açısından alt sıralarda kalırken, aile hekimleri en güvenilir bilgi kaynakları arasında ilk sırayı alıyor.
Bayer Tüketici Sağlığı Ülke Müdürü Erdem Kumcu, “Yaptığımız araştırma bir kez daha gösterdi ki internet ve sosyal medya; içeriklerindeki yanlış bilgi riskine rağmen hepimizin sağlık okuryazarlığı bilgisini etkileyen ciddi kaynaklar olarak öne çıkıyor. Toplum olarak sağlığımızı kaybetmemek için neler yapılabileceğini öğrenmişiz ancak uygulamada hâlâ gidilecek yolumuz var. Biz de Bayer Tüketici Sağlığı Birimi olarak, herkesin günde ortalama yedi saatini geçirdiği internette doğru bilgileri vatandaşlarımızla buluşturmayı ilk adım olarak belirledik. Araştırmaya göre toplumumuzun yüzde 42’si sağlıkla ilgili doğru ve yanlış bilgiyi ayırt etmekte zorlanıyor. Bu kapsamda ’365 Gün Sağlıklı Yaşa’ sloganıyla kurduğumuz ve tamamen alanında uzman hekimlerin ve danışmanların içerikleriyle hazırlanan 365gun.com güvenilir bir platform görevi görüyor. 365gun.com’u, açıldığı günden bu yana 1 milyon kişi ziyaret ederek sağlıklı bilgiye buradan ulaştı.” dedi.
Araştırmadan Dikkat Çekici Veriler
- Türkiye’de her 4 kişiden 3’ü daha önce “sağlık okuryazarlığı” kavramını duymadığını belirtiyor. Sağlık okuryazarlığı kavramını daha önce duymuş olanlara bu kavram hakkında bilgi düzeyleri sorulduğunda ise yüzde 65’i bu konuda bilgili olmadığını söylüyor.
- Sağlık okuryazarlığı kavramının hangi konular ile ilişkili olduğu sorulduğunda en büyük oranda verilen cevap, hangi durumda hangi sağlık kuruluşuna başvuracağını bilmek olmuştur, yalnız bu oran dahi yüzde 37 seviyesindedir.
- Koruyucu sağlık kavramını duyanların oranı ise sadece yüzde 32. Bu kavramı duymuş kişilere konuya ilişkin bilgi düzeyleri sorulduğunda ise sadece yüzde 50’si kendisini bilgili buluyor.
- Her 10 kişiden 8’i teknolojiyi sağlık için faydalı bulsa da yarısından fazlası sağlık alanındaki gelişmeleri takip etmiyor.
- Toplumun yüzde 49’u haftada 1 ve daha sık spor yapıyor. Hiç egzersiz ve spor yapmayanların oranı ise neredeyse yüzde 20 seviyesinde.
- Toplumun yarısı kolalı veya gazlı içecekler, şekerli ve yağlı gıdaları tükettiğinde suçluluk hissediyor.
- Araştırmaya göre yüzde 53’ü sağlıkla ilgili bilgileri aile hekiminden alıyor. Takiben yüzde 45 ile internetteki haber siteleri / online gazete ve yüzde 37 sosyal medya geliyor.
- Araştırmada yer alan kişilerin yüzde 19’u son 6 ay içinde diyet yapmış olsa da sadece yüzde 30’u diyeti için bir diyetisyen veya doktor desteği almış durumda.
- Ruhsal sağlığımıza dikkat etme oranımız yüksek olmasına rağmen toplumun yüzde 42’si son 1 yıl içinde en az iki hafta aralıksız bir süre üzgün / umutsuz hissediyor ve günlük aktivitelerini yapamıyor. Toplumun yüzde 21’i ise gün içinde en yoğun olarak “yorgunluk” duygusunu yaşıyor. Bunlara karşılık ruh sağlığı için sağlık kuruluşuna veya uzmana başvuranların oranı ise yüzde 28’dir.
- Araştırmaya göre sağlık kuruluşlarına başvuranların yüzde 85’i sağlık sorunlarını hekimlere ve sağlık çalışanlarına rahatlıkla ifade edebiliyor ancak anlamadıklarında tekrar soru sormaya çekinenlerin oranı yüzde 80’in üzerinde.