1985yılında kurulan Mehtap Dental, teknolojik uygulamalarla dişhekimlerine hizmet veriyor. Alman Hint Els firmasının makinelerini kullanan Mehtap Dental, aynı zamanda bu firmanın Türkiye temsilciliğini de yapıyor. Firma sahibi Hamza Osanmaz, diş laboratuarlarının ihtiyaç duyduğu çağa uygun teknolojiyi yaymak istediklerini dile getiriyor.
Sizi kısaca tanıyabilir miyiz?
1955 yılında Sivasta doğdum. İlkokulu bitirdikten sonra aile olarak İstanbula göç ettik. O dönemde Almanya Türk işçi alıyordu. 1971de babam da çalışmak için oraya gitti. İki yıl sonra bizleri yanına çağırdı. Almanyaya işçi ailesi olarak gittiğimiz için iş bulma kurumu bana meslek seçme ve öğrenme konusunda öneriler sundu. Ama ilk olarak Almanca bilmem gerekiyordu. Bir yıl içinde dil sorunumu hallederek diş teknisyenliği okuluna kayıt yaptırdım. 3.5 yıl okuduktan sonra mezun oldum ve bir diş laboratuarında uzun yıllar çalıştım. 1984te Türkiyeye döndüm.
Kuruluşundan itibaren firmanız hakkında bilgi verebilir misiniz?
Mehtap Dentalin kuruluşu 1985 yılında kolektif şirket olarak kuruldu. 1993te limited şirket statüsünü kazandı. Kız kardeşimle ortaklığımız vardı, 1996da ayrıldık. Bu yıllarda laboratuar olarak özellikle Almanyaya protez ihraç ediyorduk. Ortaklık sona erince küçülme politikası izledik. Şu anda firmamızda benimle birlikte toplam sekiz kişiyiz.
Laboratuarınızın faaliyetleri nelerdir?
Dişhekimliğinde gerekli olan bütün teknolojik uygulamaları yapıyoruz. Uzun yıllardan beri son teknolojiyi kullanmaya çalışıyoruz. Örneğin titanyumun döküm sistemini Türkiyeye ilk biz getirdik. Bilindiği gibi titanyum insan vücudunun reddetmediği tek materyaldir. Günümüzde özellikle implantolojide yoğun şekilde kullanılmaktadır. 2005 yılında Alman Hint Els firmasından Cad/Cam sistemiyle ilgili üç frezleme, bir adet de lazerli sintirleme makinesi satın aldık. Çağımızın en uygun, bilgisayar destekli özel yazılımlarla çalışıyor. Bu makineler diş teknisyenliğinin en önemli noktalarından biri olan altyapı frezlemesini yaparak birebir oturtan teknolojiyi üretiyorlar. Eskiden model tamamlandıktan sonra mum modelajları yapılıyordu. Bunlar ısıya dayanıklı alçılarla 3.5 -4 saatte eritiliyor ve döküm yapılıyordu. Bu makineler hazır blokları soğuk olarak frezleyip bize sunuyor. Böylelikle korozyon ve hava boşlukları oluşumu engelleniyor. Yani her şey bilgisayar ortamında el sürmeden yapılıyor. Aynı zamanda Hint Elsin Türkiye temsilciliğini yürütüyoruz. Makinelerin tanıtımlarını yaparak bu teknolojinin diş laboratuarlarında yaygınlaşmasını amaçlıyoruz.
Cihazların kullanımına yönelik eğitim veriyor musunuz?
Makineleri satın alan müşterilere Almanya merkezden gelen uzmanlar tarafından beş günlük eğitim veriliyor. Bu sürenin bir diş teknisyeninin öğrenmesi açısından yeterli olduğu kabul ediliyor. Eğitim programının sonunda eğer müşteri ihtiyaç duyuyorsa devreye biz giriyoruz. Örneğin Panasonicin dental bölümü Hint Elsin sistemini satın aldıktan sonra bunun eğitimi konusunda talepte bulunmuş. Almanya merkez de bizi tavsiye ediyor. Bunun üzerine Panasonic Dentalin şefi İstanbula gelerek laboratuarımızda incelemeler yaptı ve Japonyaya davet etti. Geçen Ağustosta kızım Mehtap Osanmaz ile cihazları kullanan arkadaşımız Japonyaya giderek çalışmalarımızı anlattılar. Bizim açımızdan başarılı bir deneyim oldu. Bunun yanında ülke genelinde servis ağı oluşturarak kaliteli servis olanağı sunmayı düşünüyoruz. Programlama ve kullanımla ilgili sorularda Almanyadan destek alabiliyoruz.
Kalite anlayışınızdan söz eder misiniz?
Çalışmalarımızda kaliteye önem verdiğimizden yurt dışından ithal ettiğimiz sertifikalı ürünleri kullanıyoruz. Piyasa malı olarak tabir edilen hiçbir malzemeyi almıyoruz. Almanyadan getirdiğimiz cihazların fiyatları Türkiye şartlarına göre biraz yüksek. Fakat sektör içinde alternatif cihazlar bulunmuyor. Zaten makineleri almak isteyen teknisyen arkadaşlarımıza elimizden geldiğince ödeme kolaylıkları sunuyoruz.
Tanıtım anlamında neler yapıyorsunuz?
Hint Elsin temsilen Avrupa ve Türkiyedeki fuarlara katılıyoruz. Bu teknolojinin geniş çevrelere tanıtılmasını hedefliyoruz. Vestiyer Yayın Grubunun düzenlediği LABODENT06YA KATILDIK Teknisyenler adına yapılan ilk kongreydi. Çok başarılı sonuçları oldu. Kongreden sonra bazı dişhekimleri bizimle iletişime geçti. Bunun yanında sektörel dergilerde reklam ve röportajlarımız yayımlanıyor.
Türkiyede dişhekimlerinin teknisyenleri küçümsediği yönünde yaygın bir kanaat var. Bu konuda siz ne düşünüyorsunuz?
Bu görüşlere maalesef ben de katılıyorum. Teknisyenliği yurtdışında öğrenen biri olarak şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki Almanyada bir hekim teknisyeni el üstünde tutuyor. Bir bakıma teknisyenler hükmediyor. Çünkü dişhekiminin tedavi sırasında kullandığı malzemelerin kaliteli olmasını istiyor. Bu sebeple teknisyenle sağlıklı bir iletişim geliştiriyor. Zaten bir hekimin teknisyen olmadan çok iyi protez takabileceğini düşünmüyorum. Ancak ülkemizde bunun tam tersi bir durum söz konusu. Bu durum eğitimden kaynaklanıyor. Dişhekimliği fakültelerinde teknisyenin taşıdığı önem anlatılmıyor. Ancak profesyonel hareket eden doktorlarımız da yok değil. Ayrıca kalitesiz teknisyenlik eğitimini de yadsımamak gerekiyor. Bizlere karşı oluşan olumsuz yargılarda haklı gerekçeler bulunuyor.
Sorunlarınızdan bahseder misiniz?
En büyük sıkıntılarımızın başında haksız rekabet geliyor. laboratuarların ürünleri denetlenemiyor. Bunda kendi içimizde birlik olamamızın etkisi büyük. Mesela 15 YTLye porselen satan laboratuarlar mevcut. Bu fiyatlardan kar edilmesi mantıkla bağdaşmıyor. Maalesef dişhekimleri de bunlara göz yumuyor. Para kazanmak uğruna insan sağlığını riske atıyorlar. Almanyada laboratuvarları dernekler kontrol ediyor. Son zamanlarda kalitesiz üretim yapanların kapatıldığını biliyorum. Umarım Türkiye olarak bu seviyeye ulaşırız. Yaşadığımız başka sorunlardan biri de işlerimizin azalması.Günümüzde büyük hastaneler diş bölümleri açıp başlarına önemli doktorları getiriyorlar. Muayenehanelere göre buralarda daha ucuza tedavi olunabiliyor. Dolayısıyla hastalar artık muayenehaneleri fazla tercih etmiyor. Diş bölümleri açan hastaneler buna ilave olarak laboratuara gereksinim duyuyor. Ancak sıfırdan bir laboratuarı kurabilmek çok zor. Çünkü kaliteli teknisyenlerin hepsi kendine çalışıyor. Dolayısıyla bazı hastanelerle görüşmeler yapıyoruz. Değişen sisteme ayak uyduracağız.
Son olarak projelerinizden söz eder misiniz?
Üç ya da dört yıl daha teknisyen olarak görev yapmayı planlıyorum. Belirli bir yaştan sonra performans düşmeye başlıyor. Hint Elsin Türkiye ayağı olarak farklı çalışmalar yapacağız. Eğitim ve tanıtımlara ağırlık vereceğiz.