Muayenehane açmayı düşünen diş hekimleri için muayenehanenin yeri, şekli, dekorundan önce düşünülmesi gereken asıl konunun, muayenehanenin verimli bir şekilde işletilebilmesi ve uzun vadede tatminkâr bir gelir düzeyini yakalayabilmesi olduğunu söyleyen Dr. Özlem Mazlumoğlu ise, meslektaşlarına “neden muayenehane açmalıyım”, “yeterli bilgi ve mesleki donanıma sahip miyim”, “işletme ve belirli bir geliri tutturmak için yeterli hasta sayısına nasıl ulaşabilirim” gibi en temel soruları objektif olarak cevaplamalarını tavsiye ediyor.
Sizleri kısaca tanıyabilir miyiz?
Doç. Dr. Zekai Yaman: 1967 yılında Ankara’da doğdum. 1989’da Ankara Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi’nden mezun oldum ve aynı fakültenin Ağız, Diş, Çene Hastalıkları ve Cerrahisi Anabilim Dalı’nda doktora eğitimimi tamamladım. 1997 yılında Japonya Bilim ve Eğitim Bakanlığı bursunu kazanarak Osaka Üniversitesi 1. Oral ve Maksillofasiyal Cerrahi Kliniği’ne kabul edildim. Burada iki yıl süreyle ileri maksillofasiyal cerrahi, ortognatik cerrahi ve dudak-damak yarıkları konularında klinik çalışmalar yaptım. Ayrıca çene ve velofarengeal bölge nörofizyolojisi üzerine deneysel çalışmalara katıldım. Japonya’da, 18 ay süreli oral ve maksillofasiyal cerrahide ileri eğitim programını başarıyla tamamladım. Amerika, Almanya, Fransa, İtalya, İspanya ve Yunanistan’da çene cerrahisi ve implantoloji dallarında kurs ve kongre katılarak çeşitli kliniklerinde gözlemci olarak bulundum. 2000 yılında Doçent unvanını aldım. Arcus Dental Klinik’te ağız ve çene cerrahisi uzmanıyım. Ortognatik cerrahi, ağız ve çene rekonstrüksiyonları, implantoloji ve maksillofasiyal estetik ağırlıklı çalışmalarım sürmektedir. Japonca ve İngilizce biliyorum. Evliyim ve bir çocuk babasıyım.
Dr. Özlem Mazlumoğlu: 1967 yılında Ankara’da doğdum. 1991’de Hacettepe Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi’nden mezun oldum. 1999 yılında Gazi Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi’nde ortodonti doktora eğitimini tamamladım. 2000-2004 yılları arasında branşım ile ilgili ilk özel kliniğimde hizmet vermeye başladım. Türkiye’nin ilk özel diş hastanesi DentIstanbul Ortodonti Kliniği’nin kurulum aşamalarında ve yönetiminde lider görevler aldım. Arcus Dental Klinik’in kurulduğu 2009 yılına kadar DentIstanbul’da çalışmalarımı sürdürdüm. İngiltere Edinburg’da Prof. Bradley nezaretinde klinik çalışmalarına katılarak ortognatik cerrahi yaklaşımlarda ortodontistin sorumlulukları konusunda eğitim aldım. Ayrıca, Amerika, Fransa, Almanya ve İtalya’da ortodonti konusunda kurs ve kongrelere katılarak çeşitli kliniklerinde gözlemci olarak bulundum. Arcus Dental Klinik’te ortodonti uzmanıyım. Çocuk ve yetişkin ortodontik tedavilerine ilaveten, dudak-damak yarıkları, dentofasiyal deformitelerin ortodontik tedavileri konusunda çalışmalarıma devam ediyorum. Fransızca ve İngilizce biliyorum. Evli ve iki çocuk annesiyim.
Arcus Dental Klinik’in kuruluş sürecinden bahseder misiniz?
Zekai Yaman: Dr. Özlem Mazlumoğlu ile benzer olarak tüm eğitimimizi Ankara’da aldık. Ankara’da okuyup İstanbul’da çalışmanın başlangıçta önemli zorlukları olduğunu söyleyebilirim. Mesleki bilgi veya beceri anlamında değil de, gerek meslektaşlarımızla gerekse “piyasa koşulları” ile ortak paydayı yakalayabilmek oldukça zorlayıcıydı. Tüm bu aşamalarda aynı dili konuşan, aynı kültürden gelen yani Ankaralı arkadaşlara ve meslektaşlara hatta hastalara ihtiyacımız vardı. İşte Dr. Özlem Mazlumoğlu ile 15 yılı aşan arkadaşlığımız böylece mesleki birlikteliğe dönüştü.
İlk muayenehanemi 10 yıl önce Nişantaşı’nda açtım. Özlem ile birlikte bir klinik açma planlarımız hep vardı ve kendisinin DentIstanbul’dan ani ayrılması “hayırlı bir sebep” oldu. Aslında Selanik Apartmanı’nın restorasyonun tam o zamanlarda tamamlanması ve Özlem’in de hastaneden ayrılması hepsi eş zamanlı gelişti ve Arcus Klinik ile sonuçlandı.
Özlem Mazlumoğlu: Arcus Dental Klinik, Nişantaşı’nın nadide binalarından olan 1891 yapımı Selanik Apartmanı’nın 4. katında bulunmaktadır. Yaklaşık bir yıl önce faaliyete başladık. Mesleki olarak ortodonti ile çene cerrahisinin birbirlerini çok iyi tamamladıklarını ve bir arada çalışmaya çok müsait branşlar olduğunu düşünüyorum. Bunun yanı sıra her ikimizin de Ankaralı olmamız birlikte hareket etmemizde büyük rol oynadı. Özellikle de mesleki ve sosyal bakımdan benzer çevrelerde yetiştiğimiz için ortak bir paydada buluşabilmemiz mümkün oldu.
Kliniğinizde sterilizasyon ve ergonomiyi sağlamak amacıyla nelere dikkat ettiniz ve hangi çalışmaları yaptınız?
Zekai Yaman: Sterilizasyon bizimki gibi cerrahi ağırlıklı çalışan klinikler için elbette hayati öneme sahip bir konu. Kliniğimizde sterilizasyonun olması gerektiği gibi yapıldığını söyleyebilirim.
Özlem Mazlumoğlu: Restore edilmiş tarihi bir binadayer alan kliniğimizin tasarımını biz yaptık. Kliniğin bulunduğu kat başlangıçta 240 metre karelik tek bir odadan oluşuyordu. Yerler şap, duvarlar sıva idi. Dolayısıyla tüm detayları en ince ayrıntısına kadar ve en başından planlamamız mümkün oldu.Planlarımızın gerçekleştirilmesinde profesyonel bir ekip ile çalıştık ve sancılı bir süreç sonucunda kliniğimize kavuştuk.
Hastalarınızı rahatlamak, kaygı ve endişelerini azaltmak amacıyla kliniğinizde nelere dikkat ettiniz?
Zekai Yaman: Kliniğimizi tasarlarken Feng Shui öğretisine uygun bir tasarımı tercih ettik. Sözlük anlamı “rüzgar” ve “su” olan Feng Shui, doğada var olan evrensel yaşam enerjisini, yaşadığımız mekanlarda harekete geçirmenin yöntemlerini gösteren eski bir Çin öğretisidir. Kadim Çin’de yaşama ve çalışma alanlarını yerleştirme sanatı olarak bilinir. Feng Shui’ye göre tüm evren bir titreşime sahiptir ve bir enerji gücü ile bağlıdır. Bu yaşamsal enerjiye “chi” adı verilir. “Sheng chi” pozitif enerjidir ve bizim de kliniğimizde yakalamayı arzu ettiğimiz tasarım idi. Hastalarımızdan aldığımız geribildirimlere dayanarak bu konuda nispeten başarılı olduğumuzu söyleyebilirim.Kliniğimizde müzik olarak, “chill-out”, jazz ve ölümsüz eskileri tercih ediyoruz. Hastalarımızın kaygı ve endişelerinin azaltılmasında ilgi, güleryüz, iyi hizmet ve empatinin önemli olduğunu düşünüyorum. Benim gibi bir cerrahi uzmanı için zorlu bir grup olan çocuk hastalarımız için ise yarım-zamanlı bir pedodontist meslektaşımız klinikte bulunuyor.
Muayenehane açmak isteyen meslektaşlarınıza hangi tavsiyelerde bulunmak istersiniz?Özlem Mazlumoğlu: Muayenehane açmak artık oldukça kolaylaştı. Özellikle nispeten ekonomik fiyatlara satılan aygıtların piyasada olması ve taksitlendirmeler malzemeye ait sorunları ortadan kaldırdı. Dolayısıyla asıl sorun muayenehanenin açılması değil, verimli bir şekilde işletilebilmesi ve uzun vadede tatminkâr bir gelir düzeyini yakalayabilmesi oldu. Meslektaşlarıma tavsiyem “neden muayenehane açmalıyım?”, “yeterli bilgi ve mesleki donanıma sahip miyim?”, “işletme ve belirli bir geliri tutturmak için yeterli hasta sayısına ulaşabilirmiyim?” gibi en temel soruları objektif olarak cevaplamalarıdır. Tek bir hekim ve tek bir yardımcıdan oluşan klasik diş muayenehane modeli artık güncelliğini yitirmektedir. Birkaç hekimin birlikte çalıştığı klinik tarzı yapılanmaların daha verimli çalıştıkları bilinmektedir. Özellikle yeni mezun olan meslektaşlarımın hemen muayenehane açmamalarını, “olmak istedikleri gibi” bir dişhekiminin yanında birkaç yıl çalışmalarını, yalnızca mesleki değil görünmeyen geri plandaki “mutfak” kısmını da öğrenmelerini öneririm.
Klinik açmayı ve bir mimar-içmimar ile çalışmayı düşünen meslektaşlarıma tavsiyem; mutlaka işlerin en başında, başlangıç ve bitiş tarihlerini içeren bir sözleşme yapmalarıdır. Sözleşmeye gecikme durumunda uygulanacak bir ceza maddesi ilave etmelerini şiddetle öneririm.
Röportaj: Özgür Çilek – VYG Haber Merkezi