2005 yılının Mart ayında kanal tedavisi için diş hekimine giden İngiliz asker, o günden bu yana hiçbir şeyi 90 dakikadan fazla hatırlamıyor.
38 yaşındaki William’ın hafızası 14 Mart 2005 tarihindeki diş hekimi randevusunda takılı kaldı. William, “Koltuğa oturduğumu ve lokal anestezi için iğne yapıldığını hatırlıyorum” diyor. Sonrası ise tam bir boşluktan ibaret.
O günden bu yana William hiçbir şeyi 90 dakikadan fazla hatırlamıyor. Eskiye dair hafızasında hiçbir sorun yokken şu anda nerede yaşadığını hatırlamıyor. Her sabah uyandığında kendisini hala 2005’te Almanya’da diş hekimi randevusuna gitmeden önceki anda hatırlıyor. Yeni tecrübeleri hafızasına kaydedemediği için zamanın geçmesi ona bir şey ifade etmiyor. Bu nedenle her sabah ilk iş olarak eşiyle birlikte yazmış olduğu ayrıntılı notları akıllı telefonundan okuması gerekiyor.
Bir diş tedavisi beyni bu kadar derinden nasıl etkiler?
William’ın kanal tedavisi sırasında diş hekimi herhangi bir sorun görmemişti. Ancak tedavi bittiğinde koltuktan kalkmasını istediklerinde renginin solmuş olduğunu, ayağa kalkmakta zorluk çektiğini gördüler. Akşama doğru hastaneye kaldırılan William, üç gün sonra kendine gelmiş, ama hiçbir şeyi beş dakikadan fazla hatırlamaz olmuştu.
Doktorlar önce William’ın anesteziye ters tepki verdiğini, beyinde kanamaya yol açtığını sandı, ama buna dair veri bulunamadı. Olup bitenlere bir açıklama getirilemeden hastaneden çıkarıldı. William ailesiyle birlikte İngiltere’ye geri döndü ve psikolog Gerald Burgess’in hastası oldu.
Beynin matbaası
William’da “ileriye dönük amnezi” olarak adlandırılan sorun baş göstermişti. Tıpkı hafızayla ilgili birçok çalışmanın dayanağı olan Henry Molaison gibi. Molaison’un epilepsi nöbetlerini tedavi etmek amacıyla beyninden, deniz atı şeklindeki hipokampüs bölgesi de dâhil olmak üzere büyük bir bölge ameliyatla alınmıştı. Hipokampüs beynin matbaası gibidir, olaylara ilişkin belleği uzun vadeli depolara kaydeder. Molaison ameliyattan sonraki hiçbir olayı belleğine kaydedememişti.
William’ın ilk doktorlarının yaptığı beyin taramalarında beyindeki bu önemli bölgede herhangi bir değişim görülmüyordu. Molaison ise kendi yaşadığı olayların ayrıntılarını hatırlamıyordu, ama yeni beceriler öğrenebiliyordu; çünkü bunlar beynin başka bir bölümünde işleniyordu. Psikoloğu William’dan karmaşık bir labirent bilmecesini çözmesini istemişti, fakat o üç gün sonra bunu tamamen unutmuştu. Tekrar denediğinde ilk öğrendiği gündeki aynı hataları tekrarlamış ve soruyu çözmesi aynı zamanı almıştı.
Protein sorunu
Bunun bir nedeni William’ın amnezisinin “ruhsal kökenli bir hastalık” olması ihtimali. Bazı hastalar travmatik bir olayın ardından hafıza kaybına uğradıklarını söylüyor. Bu daha çok acı veren anıları düşünmekten kaçınma yöntemi olarak ortaya çıkıyor. Yani yeni yaşanan olayları hatırlamada sorun olmuyor. William ise herhangi bir travma yaşamamış ve psikoloğunun değerlendirmesinde duygusal olarak sağlıklı bulunmuştu.
Psikolog Burgess, sorunun “sinaps” ya da sinir kavşağı adı verilen sinir bağlantılarında yattığını düşünüyor. Bir olay yaşadıktan sonra, bu sinirler ağında değişikliğe yol açarak yavaş yavaş uzun vadeli belleğe yerleşir. Bu “pekiştirme” sürecinde sinapslara yeni biçim vermek için yeni proteinler üretilir. Bunlar olmaksızın bellek zamanla silinmeye açık hale gelir.
Bu protein sentezi engellendiğinde sıçanların yeni öğrendikleri her şeyi unuttuğu görülür. Pekiştirme süreci yaklaşık 90 dakika sürer. William da olaya dair bilgileri tam da bu süreçte unutmaya başlar. Yani Molaison vakasında olduğu gibi William beynindeki matbaasını yitirmemiş ama mürekkebi bitmiştir.
Bilgisayar gibi değil
Bu açıklama makul olsa bile kanal tedavisi ameliyatının neden bu sonuca yol açtığı bilinmiyor. Burgess bu soruya yanıt bulamadığını söylüyor. Tıp arşivini incelediğinde Burgess herhangi bir beyin hasarı söz konusu olmadan bu türden hafıza kaybına uğrama vakalarından beş adet tespit etmiş. Fakat hiçbiri diş hekiminde gerçekleşmemiş; acil müdahale nedeniyle yaşanan psikolojik stres anlarında ortaya çıkmış. Burgess, diğer psikologların da benzer vakaları paylaşmasını ve farklı teorilerin gündeme gelmesini umuyor.
William vakası, bellekle ilgili ne kadar az şey bildiğimizi hatırlatıyor bize aslında. Renkli MR beyin taramaları şaşırtıcı sonuçlar veriyor ve çoğu insan beyni artık “bellek”, “korku” ve “seks” gibi farklı konular için farklı çipler içeren bir bilgisayara benzetiyor. Fakat William vakası bu bakış açısının basitliğini gösteriyor. Makinanın bütün parçaları yerinde olsa bile kendinizi şimdiki zamana sıkışıp kalmış hissetmeniz, geçmişle geleceği birleştirememeniz mümkün olabiliyor. Belli ki bizi biz yapan özellikleri tümüyle bilmemiz için beynin çok tabakasını soymak gerekiyor hala.
Bu makalenin
İngilizce aslını BBC Future’da okuyabilirsiniz.