Çocukluk hayallerinin peşinden giderek 19 yaşında dövüş sanatına yönelen Diş Hekimi Alkan Bilginer’le keyifli bir söyleşi yaptık. Farklı bir dövüş sanatı olan Wing Tsun’da dokuz yıl önce hocalığa yükselen Bilginer; geleneksel Türk okçuluğu, kılıç, resim, oyunculuk gibi dallara da yönelmiş. Kısacası, Bilginer’in on parmağında on marifet var.
Alkan Bey, dövüş sanatlarına merakınız nasıl başladı? Wing Tsun’dan ve sınıfınızdan bahseder misiniz?
Deniz Lisesi mezunuyum. Harp Okulu’ndan babamın isteği üzerine ayrıldım, doktor olmamı istiyordu; ama içimde küçüklükten kalma dövüşmek gibi bir dürtü hep vardı. Üniversiteye hazırlanırken Kung-fu öğrenmek için yazıldığım kursta Wing Tsun ile tanıştım. 1985’te Marmara Diş Hekimliği Fakültesi’ne girdim. Mezun olup muayenehane açtım. Kendimi savunmak ve zevk aldığım bir dalla uğraşmak beni rahatlatıyordu. Öyle bir uğraş ki bıraktığınız an emeğiniz boşa gidiyor, doğal refleks kazanımıyla ilgili. 15 yıllık öğrenciliğimin ardından Wing Tsun’da hoca oldum. Yani elimi verdim, kolumu kaptırdım. Şu anda ise bütün vücudumu kaptırmış durumdayım. Eğitim verdiğim 25 kişilik sınıfımda doktorlar, avukatlar, iş adamları da var.
Wing Tsun’un amacı ve felsefesi farklı. en az 15 yaş gerekiyor. Dövüş sanatların en iyi tarafları bu sisteminin içinde. Sezonluk bir spor değil. Anlayan ve yapmak isteyen ömür boyunca hocasıyla kalıyor. Benim hocam da Özel Alman Timleri’ni eğitenlerin eğitmenliğini yapıyor. Alman Yüksek Onur Nişanı’na sahip. Türkiye’de gelişen yapımızla narkotik, organize, özel harekât gibi birimleri eğitmeye başladık.
Peki, babanız tekrar dövüşe başlamanızı nasıl karşıladı?
Babam her zaman bu işe karşıydı, hala da olumsuz tavrını sürdürüyor. Ancak ben oğlumun sporla uğraşmasını destekliyorum. Yüzme ile ilgileniyor ve çok yetenekli bir çocuk.
Ben artık buna hobi demek istemiyorum; bir meslek ve yaşam biçiminiz olmuş. Başka hangi dallarla ilgileniyorsunuz?
Aslına bakarsanız birçok dal var, geleneksel Türk okçuluğu, resim, at biniciliği gibi. Yontma tekniğiyle kılıç, yay ve ok imal ediyorum. Malzemeleri doğadan topluyorum. Henüz bir sergi açmadım; ancak ürettiğim kılıçlardan sattığım oluyor. Çalışmalarımı müzik eşliğinde yazın balkonda, kışın ayrı bölümde yapıyorum. Bu vesileyle birkaç projede danışmanlık, oyunculuk ve eğitmenliği yaptım. Mimar Sinan Belgeseli ve Hitit fantezi-kurgu filminde orduya kılıç eğitimi verdim ve dövüş rolü oynadım. Birçok organizasyona ve uluslararası yarışmaya katıldım. En son, geçtiğimiz Haziran’da Kız Kulesi’ne ok attık.
Hayatınızda öncelikli olarak diş hekimliği mi, yoksa Wing Tsun mu geliyor?
İkisi de eşit seviyede. Evimde ve muayenehanemde zinde kalmak, günün yorgunluğunu atmak ve deşarj için çalışma alanım, tahta adam ve aletlerim var. Malum, hastalarınıza stresinizi yansıtamazsınız. Alttan almayı ve sakin kalmayı öğreniyorsunuz. Eğer bu işe profesyonel olarak eğilirsem diş hekimliğinden zaman çalmam gerekecek. Bu şekilde dengede kalmak daha doğru geliyor.
Hekimlere bu konuyla ilgili ne gibi önerilerde bulunabilirsiniz?
Meslektaşlarım, hobi olarak dövüş sanatıyla ilgilenebilir; kendilerini güvende hissedebilirler. Adrenalinlerini kontrol altında tutabilirler, sakin kalmaya alışabilirler. Olumsuz bir durumla karşılaştıklarında, gerektiğinde soğukkanlı ve hızlı düşünüp kendilerini koruyabilirler.