Dentiss Logo

Hastalarımızın yüzde 93’ü, lazer kullanan dişhekimine karşı bakışı olumlu yönde değişiyor

Dişhekimliği mesleğinde devrim niteliğindeki gelişmelerden biri olan lazer konusunda pek çok çalışmaya imza atan ve Hacettepe Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi Diş Hastalıkları ve Tedavisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Sevil Gürgan ile lazerin dişhekimliğinde kullanım alanları ve lazerle ilgili bilinmesi gerekenleri konuştuk.  
13.12.2007       11.09.48

Dişhekimliği mesleğinde devrim niteliğindeki gelişmelerden biri olan lazer konusunda pek çok çalışmaya imza atan ve Hacettepe Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi Diş Hastalıkları ve Tedavisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Sevil Gürgan ile lazerin dişhekimliğinde kullanım alanları ve lazerle ilgili bilinmesi gerekenleri konuştuk.  

 

 

Sayın hocam, son yıllarda lazerlerin dermatoloji, cerrahi, göz ve daha birçok tıp dalında başarıyla kullanıldığını hepimiz biliyoruz. Sizin branşınız olan Restoratif Dişhekimliği’nde lazerlerin hangi amaçlarla kullanıldığı konusunda bizleri kısaca bilgilendirir misiniz?

 

Tabi ki. Lazerler hem hasta hem hekim açısından konfor sağlayan cihazlardır. Bizim branşımızda, preventif yani çürük önleyici etki amacıyla çürüğe dayanıklılığın arttırılmasında, dişlerin preparasyonunda, dişlerin dolgu için hazırlanmasında, çürük temizlenmesinde, prepare edilen dişlerin sterilizasyonunda, pulpa kaplamalarında, renklenmiş dişlerin beyazlatılmasında, restorasyonların sertleştirilmesinde, hassasiyetlerin giderilmesinde, anesteziye olan ihtiyacın azaltılmasında ve daha birçok işlemde güvenle ve başarıyla kullanılmaktadır. Anestezi gerektirmediğinden, korkak ve alerjisi olan hastalar için çok uygundur. Dişhekimi açısından ise aynı cihazla uç değiştirmeye gerek olmadan,  ayarlar değiştirilerek birçok işlem bir arada yapılabilir olma avantajı sağlar.

 

Dişhekimliği’nde Lazer kavramı yeni bir kavram mı, bu teknoloji ülkemizde yaygın mı?

Hayır, 1990’lardan bu yana birçok gelişmiş dünya ülkesinde, çeşitli lazerler dişhekimliği tedavilerinde kullanılmaktadır. Yapılan çok sayıda araştırma ve gelişen teknolojiyle beraber birçok değişik lazer tipi, çok çeşitli dişhekimliği tedavilerinde kullanılır hale gelmiştir. Ancak, lazerlerin dişhekimliğinde kullanılması ülkemizde konusu oldukça az ve yenidir. Türkiye’de lazerle tedavi imkânı sunan dişhekimliği fakültelerinden biriyiz. Hacettepe Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi olarak, bizler adına bir yönden gurur vericiyken, lazer cihazına henüz geçen yıl kavuşabilmiş olmamız da düşündürücüdür. Birkaç özel muayenehane ve klinik haricinde, lazer henüz yaygın olarak kullanılmamaktadır. Bu konuda başı çekmek için elimizden geleni yapıyoruz. Uluslararası toplantılara ve seminerlere katılıp eğitim alıyoruz ve bilgi alışverişinde bulunuyoruz. Kendi bünyemizde de çok sayıda klinik çalışmaları uluslar arası kurumlarla işbirliği yaparak yürütüyoruz.

 

Lazerle tedavi uygulanmasının bildiğimiz geleneksel tedavi yöntemlerine göre ne gibi avantajları olduğundan kısaca bahseder misiniz?

Klasik diş hekimliği uygulamalarında hissedilen ağrı, önemli ölçüde kullanılan yüksek hızda dönen kesici aletlerin yarattığı titreşim ve ısıdan kaynaklanır. Lazerle yapılan preparasyonlarda, titreşim ve sıcaklık artışı büyük ölçüde önlendiğinden, tedavilerin birçoğu ağrısız bir şekilde gerçekleştirilebilmekte, bu nedenle anesteziye duyulan gereksinim azalmaktadır. Kanamanın kontrol altına alınabilmesi ile dişetine yakın restorasyonlar aynı seansta tamamlanabilmekte, restorasyonların tutuculuğu ve klinik ömrü de anlamlı düzeyde artmaktadır.  Araştırmalar, lazerle yapılan yüzeysel tedavilerden sonra dişlerin çürüğe karşı direncinin arttığını göstermektedir.

 

Sizce Türk dişhekimliğinde lazer kullanımı yeterli düzeyde mi? Değilse nedenleri konusunda bir değerlendirme yapabilir misiniz?

Ülkemizde son yıllarda lazer ve lazer kullanımına karşı gözle görünen bir ilgi olduğu kesindir. Son bir yıl içinde lazer konusunda ülkemizde dört ayrı derneğin kurulması, buna en iyi cevabı vermektedir. Bu arada, çok çeşitli lazer firmaları da Türk Dişhekimliği marketlerinde yer almaktadır. Bizim yaptığımız istatistiksel bir çalışmada da özellikle genç dişhekimleri arasında lazer kullanımına eğilimin arttığı görülmüştür. Ancak, Türk Dişhekimliğinde lazer kullanımı şu anda yeterli düzeyde değildir. FDA tarafından dişhekimliğinde kullanım onayı almış lazerlerin, öncelikle üniversiteler tarafından benimsenmesi ve diğer kurum ve klinikler tarafından kullanılması beklenirken, lazer uygulamalarının iki üç üniversiteyle sınırlı kaldığını görmekteyiz. Aslında, lazer eğitiminin de, diğer konularda olduğu gibi dişhekimliği fakülteleri eğitim programlarına alınması gerektiğine inanıyoruz.

 

Son yıllarda çok sayıda firma lazer cihazı piyasaya sunuyor. Sizce dişhekimlerimiz lazer cihazı almadan önce ve sonra nelere dikkat etmeliler? Bu konuda detaylı bir açıklama yapabilir misiniz?

Öncelikle lazeri alacak hekim ne amaçla kullanacağına karar vermelidir. İkinci olarak da, piyasadaki tüm lazer cihazlarını incelemelidir. Tabii ki; cihazın fiyatı da önemlidir. Şu anda lazer cihazlarının fiyatları çok yüksektir. Muayenehanesi olan hekimler kadar, üniversiteler ve kurumlar için de aynı sorun geçerlidir. Sadece cerrahi işlemlerde lazer kullanacak bir hekimin tercihi ile sadece sert doku işlemlerinde lazer kullanacak hekimin tercihi farklı olabilir. Ancak, hem sert hem de yumuşak doku işlemlerinde lazer kullanmak isteyen hekim ise; her ikisini de yerine getirecek bir lazer türü seçebilir. Erbiyum lazerler, parametre değişiklikleriyle hem yumuşak, hem de sert dokuda işlev görebilirler. Ancak, daha düşük maliyetli Diyot lazerlerle de bazı dişhekimliği işlemleri (yumuşak doku işlemleri, beyazlatma gibi) yapılabilir. Bu arada, lazer cihazı yetkili firmasının servis kalitesi ve uzman kadrosu olması ve hizmet ağı da çok önemli bir faktördür. Hekimler, cihazı kullanmaya başlamadan önce, muhakkak lazer güvenliği ve kullanımı konusunda eğitim ve sertifika almalıdır. Ülkemizde en önemli eksikliklerin başında da, bu konunun yer aldığını üzülerek görmekteyiz. Firmalar tarafından kliniklere bırakılan cihazların yeterli bilgi donanımı olmaksızın kullanılması son derece sakıncalıdır. Bizim kliniğimizde, bir asistanımız bu konuda yurtdışında eğitim almış olup, yine bir asistanımız eğitim almak üzere TÜBİTAK desteğiyle yurdışına gidecektir. Yurtdışında çeşitli merkezlerle ortak çalışmalar sürdürmekte olup, kongre ve kurslara ekip olarak çok sayıda çalışmalarımızla katılmaktayız.

 

Hastalarınız lazerle tedavi uygulanmasını nasıl karşılıyor?

 “Lazer” terimi başlı başına ilgi çekici bir unsur olmakta ve hastalarımızın büyük bir kısmı lazer ile tedaviyi hemen ve istekle kabul etmektedir.Yine bizim yaptığımız istatistiksel çalışmada bu oranın % 76 olduğu belirlenmiştir. Bu hastalarımız, daha sonraki tedavilerinde de lazer kullanılması talebinde bulunmuşlardır. Tedavilerin ağrısız olması, kavite preparasyonu sırasında aerator veya mikromotor sesinin ve frezlerinin titreşiminin rahatsız edici özelliklerinin lazerle ortadan kalkması, daha kısa zamanda iyileşme ve daha birçok avantaj,  dişhekimi korkusu olan hastalar tarafından bile lazerle diş tedavisinin kabul edilmesine neden olmaktadır. Hastalarımızın %93’ünün lazer kullanan dişhekimine karşı bakışının olumlu yönde değiştiği ve lazer uygulamasından son derece memnun kaldıklarını belirtmişlerdir. Özellikle, dentin aşırı duyarlılığı olan hastalarda çok başarılı sonuçlar almaktayız. Hastalarımızdan aldığımız geri bildirimlerde, memnuniyetlerini görmek bizleri sevindirmektedir. Hastaların bu yeni teknolojiye karşı bu derecede büyük istek duyması bile,   ‘’Lazer Dişhekimliği”nin ilerlemesi için yeterli ve önemli bir itici güçtür. 

 

Türk dişhekimliğinde lazer kullanımının gelecekteki düzeyi konusundaki öngörülerinizi anlatır mısınız?

Türk Dişhekimleri’nin yeniliğe açık olması ve üniversitelerin lazer konusunda yaptığı çalışmaların ışığında, hekimlerin ve hastaların lazere olan talebi doğrultusunda lazerlerin kullanımının hızla artacağını düşünmekteyiz. Kısa sürede, lazer konusunda çok sayıda sempozyum yapılmış olup, Haziran ayındaki Türk Dişhekimliği Birliği’nin bu yılki toplantısının ana konularından birisinin de lazer olması, ayrıca DDBK VI’nın da ana konularından birinin lazer olması, bu konuda ne kadar haklı olduğumuzu göstermektedir.


YASAL UYARI: Bu yazı/haber/makalenin bütün yayın ve çoğaltma hakları VESTİYER YAYIN GRUBU'na aittir. Kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen iktibas edilmesi yasaktır.
Reklam
Reklam

Yorum Ekle
Copyright © Vestiyer Yayın Grubu, 1989-2021. Tüm Hakları Saklıdır.