Getirdiğimiz yeni ürünlerle dental sektöre katkıda bulunmak istiyoruz

Dişhekimleri ve teknisyenlere sunduğu cihaz ve sarf malzemeleriyle dental sektörde önemli bir yere sahip olan Onur Diş Deposu, değişik ülkelerden birçok firmanın distribütörlüğünü yapıyor. Sattıkları ürünler kadar bunların teknik servis hizmetlerini sağladıklarını ve buna büyük önem verdiklerini söyleyen Onur Diş Deposu Genel Müdürü Erol Soydan, Türkiye’de yaşanan ekonomik sıkıntılara rağmen dental sektöre yönelik çalışmalarını aksatmadan sürdüreceklerini ifade ediyor.

Onur Diş Deposu’nun sektördeki çalışmalarından bahseder misiniz?

Onur Diş Deposu 1998 yılında kuruldu. Firmanın kurucuları arasında bulunuyorum. İlk yıllarda tedarik ettiğimiz piyasa ürünlerini satıyorduk. 2002’den itibaren ithalata başladık. Misyonumuz, uluslararası piyasalarda en son yenilikleri ve teknolojileri izleyerek dişhekimleri ve teknisyenlere kaliteli ürünleri sunmaktır. Ürün portföyümüzün ağırlığı dişhekimlerine hitap eden cihaz ve malzemelerdir. Bunları ana başlıklarıyla sayarsak dental ünitler, ışınlı dolgu cihazları, amalgamatör, RVG, kamera, frezler, aeratör başlıkları, kompozit, amalgamlar, mikromotor, komprosör, kanal aletleri ve kanal gutaları söyleyebiliriz. Birçok firmanın distribütörlüğünü yapıyoruz. ABD, Kore, Tayvan, Çin, İtalya, Almanya’nın aralarında olduğu pek çok yerden ürün getirebiliyoruz. Bu firmaların geliştirdiği en yeni ürünleri biz de Türk dental sektörüne sunuyoruz. Yani bir ürüne bağımlı değiliz. Her an her şeyi getirebilecek bir anlayışa sahibiz. Tabii ki sektörü yakından tanımamız ve geniş bir çevreye sahip olmamız sebebiyle satılabilecek ürünleri rahatlıkla belirleyebiliyoruz. Bununla da yetinmeyerek ürünlerin analizlerini ve testlerini yaptırıyor. Bu işlemlerden sonra cihazı ya da malzemeyi ithal ediyoruz.

Firmanızın satış ve pazarlama çalışmalarını anlatır mısınız?

Toptan ağırlıklı çalışıyoruz ama alt katımızda bulunan mağazamızda perakende satışlarımız da gerçekleşiyor. Ürünlerimizi pazarlama ve satışta görevli arkadaşlarımız lanse ediyorlar. Hekimleri ziyaret etmek suretiyle tanıtım ve satış yapıyorlar. Birebir görüşmeler yoluyla sıcak satışlar ağırlıkta. Tabii ki taşınamayacak büyüklükteki cihazlarımızın ise kataloglarını dağıtarak tanıtmaya çalışıyoruz. Pazarlama çalışmalarında 13 kişi görev yapıyor. Değişik şehirlerde ortaklarımız bulunuyor. Bu sayede ürünlerimizi yurt genelinde hedef kitlemize ulaştırıyoruz.

Geniş ürün gamına sahip bir firma olarak bunlara ilişkin bilgilerin çalışanlarınıza aktarılması sürecinde neler yapıyorsunuz?

Az önce de söylediğim gibi ithal etmeyi düşündüğümüz bir ürünü ilk olarak biz inceliyoruz ve çeşitli testlere tabi tutuyoruz. Daha sonrasında söz konusu ürünün geliştirildiği fabrikalara giderek teknisyen arkadaşlarımıza eğitim aldırıyoruz. Arıza yapabilecek ya da değişecek parçalarıyla ilgili önemli ölçüde bilgi sahibi oluyoruz. Çünkü amaç sadece ürünü ya da cihazı satmaktan ibaret değildir. Satıştan sonra gerekli teknik servisi sağlamak önem taşımaktadır. Sektörümüzün içinde çok cihaz getiren firma var ama gerekli hizmetin verilebilmesi olmazsa olmazlardan biridir. Örneğin bugün Arçelik ve Beko’nun güçlü olmalarının arkasında her yerde tenkis servisinin bulunması yatıyor. İstanbul içerisinde teknik servis hizmetini biz karşılıyoruz. Hatta Marmara Bölgesi’nde de bunu sağlamaya çalışıyoruz. Ancak diğer şehirlerdeki hizmeti ortaklarımız aracılığıyla veriyoruz. Şayet eğer partnerlerimizden her hangi biri bir talebe cevap vermiyorsa bu durumlarda gerekli desteği firma olarak biz veriyoruz.

Sektörün deneyimli isimlerinden biri olarak dişhekimliğinin içinde bulunduğu durum hakkında neler söylemek istersiniz?

Türkiye ekonomisinde genel bir durgunluk yaşanıyor. Bu bizleri daha da zor durumlarda bırakıyor. Avrupa Birliği’ne girmemiz durumunda şu anda temsilcileri aracılığıyla ürün satan birçok yabancı kökenli firma, doğrudan kendi ofislerini kuracaklar. Bu da sektörü daha da daraltacak. Ağız diş sağlığı merkezlerinin sayılarının her geçen gün artması sektörü olumsuz etkiliyor. Bizim gibi firmalar bildiğiniz üzere özele daha fazla hitap ediyorlar. Ama son zamanlarda ihalelere daha fazla ağırlık veriyoruz. Ağız diş sağlığı merkezleri ya da kurumlar son zamanlarda mal alımlarında bazı düzenlemeler yaptılar. Yeni bir barkot sistemi getirildi. Artık barkotsuz ürünleri verme şansınız olmayacak. Fakat rekabetin zor gerçekleştiği şu ortamda, ürünlerimizin bazılarının barkot numaraları bulunmuyor. Bu sebepten dolayı kurumlar, ürünleri daha yüksek fiyattan almak zorunda kalacaklar. Çünkü alternatifini yazamıyoruz. Bu durum hem devlet hem de küçük işletmeciler açısından ciddi sıkıntılara sebep olabilir. Barkottan ziyade alımları daha düzenli hale getirebilirler.

Bu yıl katıldığınız ve katılmayı düşündüğünüz kongreler var mı?

Yıllardır Türk Dişhekimleri Birliği (TDB) Kongreleri’ne katılıyoruz. Bu aslında bizim gibi firmalar için biraz da zorunluluk. Türk dişhekimliğinin kuruluşunun 100. yılı olması sebebiyle bu yılki fuarın ayrı bir önemi var. Umarım başarılı geçer. Yeri gelmişken belirtmek isterim ki Türkiye coğrafi konumu değerlendirildiğinde bazı önemli özeliklere sahip bir ülke. Ayrıca köklü bir tarihi ve kültürel geçmişimiz var. Bütün bunları değerlendirdiğimizde ülkemizin özellikle Ortadoğu’nun fuar merkezi olması gerekiyor. Ancak bu konuda maalesef gerilerde kaldık. Şu anda Dubai bizden çok ileri seviyede bulunuyor. Geçtiğimiz Mart ayında yapılan Dubai Fuarı kalabalık ve başarılı gerçekleşti. Bu durum bence çok üzücü. Şayet zamanında gerekli adımları atabilseydik farklı noktalarda olabilirdik. Bu saatten sonra Dubai’yi yakalamamız çok zor. Önümüzdeki yıllarda da bu bölgenin en potansiyelleri fuarları Dubai’de yapılacak. Zaten bu doğrultuda yoğun çalışmalar yapıyorlar.

Onur Diş Deposu olarak önümüzdeki dönemde neler yapmayı planlıyorsunuz?

Onur Diş Deposu olarak sektörün çok iyi noktalara ulaşmasını istiyoruz. Kendimizi geliştirebilmek adına elimizden gelen her şeyi yapıyoruz. Getirdiğimiz kaliteli ve fiyat bakımından uygun cihaz ve sarf malzemeleriyle sektöre katkıda bulunmayı amaçlıyoruz.

Ne var ki ülkemizde ciddi bir ekonomik kriz var. Bu tablo ister istemez bizleri de olumsuz etkiliyor. Ama bütün bu şartlara rağmen misyonumuza uygun şekilde çalışmalarımızı sürdüreceğiz.