19 Temmuzda yürürlüğe giren yasa, toplu alanlarda sigara içilmesini engelliyor. Toplum sağlığı adına son derece olumlu bir adım niteliği taşıyan bu uygulama işyeri ve lokanta gibi mekânları duman altı olmaktan kurtarırken, ne yazık ki evlerdeki risk devam ediyor. Pasif içiciliğin yol açtığı tehditleri ortaya koymak üzere gerçekleştirilen araştırmalar ise evlerinde sigara içilen çocukların günde 5 sigara içmiş kadar olduklarını gösteriyor. Uzmanlar, çocukları evlerinde tehdit eden pasif içicilik riskinin astım, kronik amfizem ve bronşit gibi hastalıkları kapsayan kronik obstrüktif akciğer hastalıklarına yol açtığını belirtiyorlar.
19 Temmuz tarihinde başlatılan % 100 Dumansız Hava Sahası uygulaması, ülkemizde her gün 200 ila 250 kişiyi ölüme sürükleyen sigara ile mücadelede büyük bir önem taşıyor. Başlama yaşının 12ye düştüğü sigara, yeni uygulama ile toplum sağlığını tehdit eden bir unsur olmaktan uzaklaşıyor. İşyeri ve lokanta gibi topluma açık yerleri duman altı olmaktan kurtaran bu uygulama ile sigaranın neden olduğu solunum yolu rahatsızlıkları ile kanser, alerji ve benzeri hastalıklara yakalanma riski de azalıyor.
Dumansız işyerlerinin personel sağlığına çarpıcı etkileri
Kapalı ve yarı açık alanlardaki sigara yasağının olumlu etkileri yapılan araştırmalar ile de ortaya konuyor. Örneğin dumansız işyerlerinde çalışan kişilerin akciğer fonksiyonlarında, sigara yasağını takip eden altı aylık süre zarfında olumlu etkiler gözlemleniyor. Sigara dumanına bir saat gibi kısa bir süreliğine bile olsa maruz kalan kişilerin ise akciğer fonksiyonlarında ise önemli bir azalma yaşanıyor.
Araştırmalar ayrıca, sigara içilmeyen barlarda çalışan personelin, sigara içilenlerde çalışan personele kıyasla daha sağlam akciğerlere sahip olduklarını da gösteriyor. Yine bu konuda yapılan bir araştırmada, bazı ofislerde sigara içilmesinin yasaklanmasıyla birlikte personelin, öksürük, hırıltı ve nefes darlığı gibi solunum şikâyetlerinde belirgin düzelmeler görüldüğü belirtiliyor.
Okul çağındaki gençlerin yüzde 82si evde sigara dumanına maruz kalıyor!
Sigara yasağının yürürlüğe girmesiyle birlikte sigara içiminin evlere taşındığı varsayılıyor. Bir başka deyişle evlerdeki pasif içicilik tehdidi halen varlığını sürdürüyor ve bu tehdit en çok da çocukları etkiliyor. Uzmanlar, evinde sigara içilen çocukların günde 5 sigara içmiş kadar olduklarını belirtiyorlar.
Rakamlar, yeni neslin karşı karşıya bulunduğu pasif içicilik tehdidinin ne denli büyük olduğunu da göz önüne seriyor. Araştırmalara göre okul çağındaki gençlerin yüzde 82si evlerinde sigara dumanına maruz kalırken, Türkiyedeki annelerin yüzde 86sı da çocuklarının yanında sigara içiyor.
Çocuklarımızın sağlığını tehdit eden pasif içicilik astım, kronik amfizem ve bronşit gibi hastalıkları kapsayan kronik obstrüktif akciğer hastalıklarına, alerjik reaksiyonlara, orta kulak iltihabına, akciğer fonksiyonlarında azalmaya, öksürük, nefes darlığı ve hırıltıya, obezite riskinde iki kat artışa ve ilerleyen yıllarda kardiyovasküler hastalıklara yol açıyor. Dizel motorlu bir aracın yarattığı hava kirliliğinden 10 kat daha fazla hava kirliliği yaratan sigara dumanının kalp hastalıklarını yüzde 20 ila 70 arasında artırdığı da biliniyor. Sigara, ani bebek ölümü riskini de 2,5 kat artırıyor. Kocası sigara içen kadınların akciğer kanserinden ölme riski de yine 2-3 kat daha fazla oluyor.
Novartis Tüketici Sağlığı Bölümü Medikal Müdürü Dr. Murat Özdoğan, konuyla ilgili şunları söylüyor: Sigara dumanı olan bir alanda 1 saat bile kalmak akciğer fonksiyonlarında hızlı bir azalmaya neden oluyor. Bu dönemde bağışıklık sistemi de büyük ölçüde gücünü kaybediyor. Sigara dumanına uzun süre maruz kalmak ise ileride hayatı tehdit edecek kronik tıkayıcı akciğer hastalıklarına zemin hazırlıyor. Elde ettiğimiz veriler, sigara dumanına maruz kalan çocuk ve erişkinlerde astım hastalığı oranının çok daha yüksek olduğuna işaret ediyor. Kamuya açık alanlarda sigara içilmesinin yasaklanması bu düşmanı evlere, dolayısıyla aile fertlerinin arasına taşımamalı. Hiç tanımadığımız insanların dumansız hava sahasına saygı gösterirken ailemizi sigara dumanına maruz bırakmamalı ve sigaradan mümkün olan en çabuk şekilde uzaklaşmalıyız. Bunun için de sağlık uzmanlarından yoğun destek alarak sigaradan kurtulmanın en sağlıklı yollarını bulmak, uygulamak ve bu konuda çevremizden de destek almak durumundayız.
Bu gidişe dur demek elinizde!
Pasif içiciliğe son verecek en etkili yöntemin ise kapalı alanlarda sigara içilmemesi olduğu biliniyor. Bununla birlikte günümüzde, sigarayı bırakmaya karar veren kişilere yardımcı olacak birçok yöntem ve tedavi de bulunuyor. Bunlardan biri olan nikotin replasman tedavisi ise, kendi kendine sigarayı bırakmaya çalışan kişilerin elde ettikleri başarı oranını ikiye katlıyor.
Nikotin replasman ürünleri bedene belli oranlarda nikotin salarak rahatlama sağlıyor, böylece sigarasız yaşama alışmaya çalışırken nikotin eksikliğinin yol açabileceği semptomlar ortadan kaldırılmış oluyor. Uzmanlar, nikotin replasman ürünleri kullanılırken asla sigara içmeye devam edilmemesi yönünde de uyarıda bulunuyor.
Nikotin replasman tedavisi ve bu kapsamda kullanılan ürünler hakkında gerekli bilgi ve yönlendirme doktor ve eczanelerden alınabiliyor.
* Bu yazıda yer alan rakamsal veriler Novartis, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Türk Toraks Derneği, Kaliforniya Üniversitesi (Amerika), Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve Tobaccofreekids tarafından gerçekleştirilen farklı araştırmalardan derlenmiştir. KAYNAK: NOVARTİS