Dentiss Logo

Ege Ü. Dişhekimliği Fak.

Kuruluşunun 40. yılını kutlayan Ege Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi, günümüzde yedi anabilim dalı, iki bilim dalı ve temel tıp bilimlerinden iki birimde 142 öğretim üyesi ve yardımcısı ile faaliyet gösteriyor. Koruyucu dişhekimliği ile ilgili çalışmalarını “Koruyucu Dişhekimliği ve Ağız Diş Sağlığı Çalışma Grubu” adlı biriminde gerçekleştiren fakültede günde ortalama 600 hasta tedavi görüyor.
15.10.2008       10.41.51

“Dişhekimliği eğitimimiz bugün için gelişmiş ülkeler düzeyinde”

 

Kuruluşunun 40. yılını kutlayan Ege Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi, günümüzde yedi anabilim dalı, iki bilim dalı ve temel tıp bilimlerinden iki birimde 142 öğretim üyesi ve yardımcısı ile faaliyet gösteriyor. Koruyucu dişhekimliği ile ilgili çalışmalarını “Koruyucu Dişhekimliği ve Ağız Diş Sağlığı Çalışma Grubu” adlı biriminde gerçekleştiren fakültede günde ortalama 600 hasta tedavi görüyor. 2006 yılından beri Ege Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi Dekanlığı’nı yürüten Prof. Dr. Serhat Çınarcık, dişhekimliği alanında şu anda Türkiye ile gelişmiş ülkeler arasındaki mesafenin hızla kapandığını söylüyor.  

 

 

Sayın Çınarcık kısaca sizi tanıyabilir miyiz ?

1951 yılında Hopa’da doğdum. İlköğrenimimi Denizli’de, orta ve lise öğrenimlerimi ise İzmir’de tamamladım. 1968 yılında eğitim ve öğretime o yıl başlayan Ege Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi’ne kaydoldum. Mezun olduktan sonra ilk olarak 1975 yılında “Diş Hastalıkları ve Tedavisi” kürsüsünde asistan olarak göreve başladım. Daha sonra geçtiğim Periodontoloji Anabilim Dalı’nda 1980 yılında doktor, 1985 yılında doçent ve 1995’te de profesör unvanlarını aldım. 1995-2006 yılları arasında dekan yardımcılığı yaptım.  Mezun olduğumuz fakültemde 2006 yılında başladığım dekanlık görevini halen sürdürmekteyim. Evliyim ve 2 çocuk babasıyım.

 

Ege Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesinin tarihçesini anlatarak şu anki durumu hakkında bilgi verebilir misiniz?           

Ege Üniverstesi Dişhekimliği Fakültesi 1968 yılında 75 öğrenci ile eğitim ve öğretime başladı. O yıllarda ülkemizde dişhekimliği eğitimi “yüksekokul” düzeyinde veriliyordu. Fakültemiz ise kuruluşunda “fakülte” olarak yapılanmış ve bu yapısıyla hizmete başlamıştır. Kuruluş yıllarında tıp fakültesi öğretim üyelerinin yanı sıra dişhekimliği kökenli dört öğretim görevlisi ve 22 asistanın oluşturduğu akademik kadro 5 kürsüde (ortodonti, cerrahi, diş hastalıkları ve tedavisi, protez, meslek teknolojisi ve maddeler bilgisi) görev yapmaktaydı. İlerleyen yıllarla birlikte akademik kadro, teknik donanım ve alt yapı olarak büyük gelişme gösteren fakültemizde bugün yedi anabilim dalı (ağız diş ve çene hastalıkları cerrahisi, protetik diş tedavisi, periodontoloji, ortodonti, oral diagnoz ve radyoloji, diş hastalıkları ve tedavisi ile pedodonti), 2 bilim dalı (konservatif diş tedavisi ve endodonti) ve temel tıp bilimlerinden iki birimde (patoloji ve fizyoloji) halen 68 profesör, 17 doçent, 1 uzman doktor, 30 Dr. araştırma görevlisi, 26 Dişhekimi araştırma görevlisinden oluşan toplam 142 öğretim üyesi ve yardımcısı görev yapmaktadır. Ayrıca 57 doktora öğrencisi de kadrosuz olarak bünyemizde yer almaktadır.

 

Fakülteniz bilimsel yayınlar bakımından hangi seviyede bulunuyor? Kongre ve seminerlere ne oranda katılıyorsunuz?

Öğretim üye ve yardımcılarımız tarafından gerçekleştirilen çok sayıda akademik çalışma yurt dışında ve yurt içinde çeşitli dergilerde düzenli olarak yer alıyor. Özellikle son yıllarda artan yurt dışı yayınların çoğu SCI tarafından taranan dergilerde yayınlanmış ve 2000-2008 yılları arasında bu dergilerde yer alan yayın sayısı 300’e yaklaşmıştır. Aynı süre içinde bu sayının çok üzerinde bir sayıyla gerçekleştirilen çalışma ve yayın, fakültemizdeki araştırma ve yayın etkinliğinin yüksek bir düzeyde olduğunu göstermektedir. Öğretim elemanlarımız ayrıca yurt dışı ve yurt içi kongre, sempozyum ve benzeri bilimsel etkinliklerden çok sayıda davet almakta ve bu etkinliklere katılmaktadırlar.

 

Koruyucu dişhekimliğine yönelik fakültede hangi çalışmalar yapılıyor? Günde kaç hastayı tedavi ediyorsunuz?

Fakültemiz koruyucu dişhekimliği çalışmalarına ayrı bir önem vermektedir. Bu amaçla fakültemizde oluşturduğumuz “Koruyucu Dişhekimliği ve Ağız Diş Sağlığı Çalışma Grubu”na ilgili anabilim dallarından katılan öğretim elemanlarımız belirli bir program dahilinde toplumun her kesimine ağız-diş sağlığı eğitimi vermekte ve tarama yapmaktadır. Bunun yanı sıra 2007 yılında fakültemiz ile “Ege Ağız Diş Sağlığı ve Dişhekimleri Derneği” arasında yapılan bir protokol ile engelliler başta olmak üzere tedavi gereksinimi olan çocuklar için tedavi ve koruyucu hekimlik hizmetleri fakülte dışındaki yerleşim bölgelerinde bu dernekle birlikte yürütülmektedir.

           

Fakültemize başvuruda bulunan hasta sayısı 2007 yılından itibaren büyük artış göstermiştir. Bu artışa bağlı olarak günde ortalama 600 hastanın çeşitli anabilim dalı kliniklerinde tedavi gördüğünü söyleyebiliriz.

 

Eğitim çalışmalarınızda kullandığınız gerekli alet ve teçhizatı nasıl sağlıyorsunuz? Bu konuda sıkıntılar yaşıyor musunuz?

Geçmişten bu yana uygulanan planlı yatırımlar sonucunda fakültemiz teknik donanım açısından eksiklerini tamamlamış ve güncel teknolojiyi yakından izler hale gelmiştir. Ancak son zamanlarda üniversitelerin sağlık kesimine uygulanan mali tasarruflar sonucunda bugün geçmişte sahip olduğumuz mali olanaklara maalesef sahip değiliz. Fakültemizin tüm gereksinimlerini artık sadece döner sermayeden sağlamak zorundayız. Bu yeni koşulun bizleri zorlaması nedeniyle ileriye dönük yatırımlarımızı yeniden gözden geçirmek, bazı projeleri iptal etmek ya da uzun zamana yaymak gibi bir durumla karşı karşıyayız. Örneğin tüm öğrencilerimizin eğitimleri boyunca gereksinim duyacakları gereçlerin fakülte tarafından karşılanması için çalışmalara başlamıştık. Ancak şu anda sadece klinik öğrencilerimize el aletleri ve sarf malzemesi verebiliyoruz.

 

Türkiye’de dişhekimliği eğitimi hakkında genel bir değerlendirmede bulunur musunuz?

Dişhekimliği fakültelerini genel olarak değerlendirdiğimizde ülkemizde dişhekimliği eğitiminin bugün için gelişmiş ülkeler düzeyinde olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Burada önemli olan bundan böyle de bu düzeyin korunması ve aranın açılmamasıdır.  Bunun sağlanması için fakülte idarelerinin ve öğretim elemanlarının planlı ve özverili çalışmalarının tek başına yeterli olmayacağı açıktır. Çalışmalarda mali desteğin artırılması gerekiyor.

 

Eğitim ve araştırmalar için demirbaş alımı, proje finansmanı vb. giderlerin karşılanmasında karşı karşıya olduğumuz güçlükler bizleri zorlamaktadır. Bunun tek çözümü dişhekimliği fakültelerinin öncelikle bir eğitim kurumu olduğunun daima göz önünde bulundurulması ve bu eğitimde bir ilerleme bekleniyorsa fakültelerin öz kaynakları dışında ek mali olanaklar sağlanmasıdır.

 

Türkiye’de dişhekimliği alanındaki teknolojileri ve şartları gelişmiş ülkelerle karşılaştırabilir misiniz? Örneğin ülkemizde dental asistan kavramının olmadığı ifade edilir. Bu örneği de göz önünde bulundurarak bir değerlendirmede bulunur musunuz?  

Ülkemizde dişhekimliği alanındaki teknolojileri ve koşulları incelediğimizde varılan noktanın geçmişe oranla kıyaslanmayacak derecede yüz güldürücü olduğunu görmekteyiz. Öncelikle öğrencilerimiz fakültelerde daha donanımlı yetişiyorlar. Mezuniyet sonrası kendilerini geliştirecekleri çeşitli eğitim seçenekleri var. Dişhekimlerimiz üniversitelerin ve dişhekimleri odalarının düzenlediği çok sayıda kongre, sempozyum vb. bilimsel etkinliklerde güncel dişhekimliğini görüyor ve uygulayarak öğreniyorlar. Bunlara ek olarak dental sektörümüz de çok gelişti. Firmalar adeta yarışırcasına teknoloji tanıtıyor ve malzeme temin ediyorlar. İnternet sayesinde dünyadaki dişhekimliği ile ilgili bilgilere anında ulaşılabiliyor. Tüm bu olanaklar açısından bakıldığında mesleki açıdan gelişmiş ülkelerle mesafenin hızla kapatıldığını söyleyebiliriz.

           

Bunların yanı sıra mesleğimizin gereksinim duyduğu yardımcı personel açısından (örneğin dental asistan) konuyu incelediğimizde; ileri ülkelerde üzerinde önemle durulan bu meslek dalının zaman içinde eğitim sistemimiz içinde yer alacağını, ancak bu konunun planlaması sürecinde ülke gerçeklerinde daha önceden yaşanılmış deneyimlerin daima göz önünde bulundurulması gerektiği düşüncesindeyim.

 

Türk dişhekimliği 100.yılını kutluyor. Dişhekimliği fakültesi olarak böylesine anlamlı bir yılda ne gibi çalışmalar yaptınız ve yapıyorsunuz?

2008 yılında Türk dişhekimliğinin 100.yılını ve fakültemizin 40.kuruluş yıldönümünü birlikte kutluyoruz. Bu nedenle içinde bulunduğumuz günler bizler için ayrı bir önem taşıyor. 30 Mayıs 2008 günü mezunlarımızın büyük bir çoğunluğunu bir araya getirdiğimiz kutlama etkinlikleri, 28-30 Kasım 2008 tarihinde Ege Bölgesi dişhekimleri odalarıyla birlikte düzenlenecek olan Uluslararası Bilimsel Kongre ve yıl içinde programlı olarak öğretim elemanlarımızca gerçekleştirilecek topluma yönelik sağlık hizmetleri ile bu anlamlı yıla kurum olarak gereken önemi vermiş olacağımıza inanıyorum.

 

Fakültenizin kısa ve uzun vadeli hedeflerinden söz eder misiniz?

40 yıllık geçmişi olan bir eğitim kurumu olarak bugüne kadar gelinen nokta, ileriye dönük hedeflerin de temelini oluşturmaktadır. Preklinik eğitiminin simülatör donanımıyla güçlendirilmesi, 5. sınıfta uygulanan multidisipliner eğitimin 4. sınıfa da uyarlanması, öğrencilerin eğitimleri boyunca kullanacakları el aletlerinin fakülte tarafından karşılanması gibi konular üzerinde çalışmalarımız sürüyor. Bunun yanı sıra digital radyografi ile yeni bir arşivleme sistemine geçmek için ön çalışmalarımızı tamamladık. Araştırma laboratuvarımızın teknik donanımını devamlı olarak zenginleştiriyoruz.

           

2003 yılında dahil olduğumuz Socrates – Erasmus öğrenci değişim programından önümüzdeki dönemlerde daha çok öğrencinin yararlanacağını umuyoruz. Bunun yanı sıra ADEE (Avrupa Dişhekimliği Eğitim Birliği) ve Dented’e (Avrupa Dişhekimliği Fakülteleri arası tematik iletişim ve bilgi ağı) üyeliklerimizi sürdüreceğiz.

           

Yurtdışındaki dişhekimliği fakülteleri ile karşılıklı anlaşmalarımızı yenileyecek ve yeni anlaşmalar için zemin hazırlayacağız.


YASAL UYARI: Bu yazı/haber/makalenin bütün yayın ve çoğaltma hakları VESTİYER YAYIN GRUBU'na aittir. Kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen iktibas edilmesi yasaktır.
Reklam
Reklam

Yorum Ekle
Copyright © Vestiyer Yayın Grubu, 1989-2021. Tüm Hakları Saklıdır.