Dişhekimliğinde, sanılanın aksine, dijital görüntüleme sistemlerindeki radyasyon dozu daha az değil. Dijital sistemlerde gürültüyü azaltıp dansisite ve kontrastı arttırmak için uzun süre pozlama yapılıyor ve gerekenden fazla doz hastaya veriliyor.
Marmara Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi Oral Diagnoz ve Radyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Asım Dumlu, Türk Dişhekimleri Birliği dergisinde Dişhekimliğinde Radyasyondan Korunma başlıklı bir makale yayınladı.
Makalede, dişhekimliğinde tanı amaçlı radyasyon kullanımının oldukça yaygın olduğu, işlem esnasında alınan dozların birikme etkisi göstereceği ve özellikle hekim ile yardımcı personelin korunması gerektiği vurgulandı.
Dişhekimliğinde yoğun olarak kullanılan dijital radyografi görüntüleme sistemlerinin konjansiyel sistemlere göre radyasyon oranının %50 daha düşük olduğunun kabul edildiği anımsatıldı. Fakat son yıllarda yapılan çalışmalarda aksi yönde görüş ileri sürüldüğünü belirten Asım Durlu, konvansiyel tekniklere göre dijital görüntüleme sistemlerinde sensör olarak fosfor plaka kullananların %32, CCD kullananlarda da %49 oranında film tekrarı yapıldığı dolayısıyla hasta dozunun arttığı açıklandı. Makalede hekim ve yardımcı personelin teknolojiye yatkınlığının dijital sistemlerde hasta dozu/film tekrarı oranıyla direkt ilişkili olduğu belirtildi. Yapılan çalışmalarda hekimlerin dijital sistemlerde gürültüyü azaltıp dansitite ve kontrastı arttırmak için uzun süre pozlama yaparak gerekenden fazla dozu hastaya verdikleri açıklandı. Sanılanın aksine dijital görüntüleme sistemlerinde çok daha az radyasyon dozunun olmadığı belirtildi. Dijital sistemlerde radyasyondan korunma için konvansiyonel sistemlere göre farklı bir uygulama olamayacağı ve dijital sistemi kullananların daha dikkatli olması gerektiği bildirildi.
Radyografide nelere dikkat edilmeli?
Makalede, radyografi sırasında ve sonrasında alınacak önlemler sıralandı. Buna göre hekim film tekrarını en aza indirecek, başarılı olduğu tekniği seçmeli. Teknik seçimi hekime bağlı olmakla beraber film tutucu kullanarak parmakların aldığı doz ortadan kaldırılabilir, kurşun boyunluk ile tiroid dozu %92, kurşun önlükle genel doz %98 azaltılabilir. Panoramik radyografide hastanın sırt ve gonad bölgesi kurşun önlükle örtülmeli, kurşun boyunluk takılmalı. Çocuk hastalarda seriagrafi yerine panoramik radyografide daha küçük alanın ışınlandığı ve daha az radyasyon verilen çocuk programında çekim yapılmalı. Ekstraoral radyografi alımı öncesinde toka, küpe, kolye ve hareketli protez gibi görüntüye olumsuz etkileyip film tekrarı oluşturabilecek maddeler çıkarılmalı. Analog görüntülerde banyo faktörlerinin standartlarını en üst düzeyde oluşturmak film tekrarını azaltacaktır. Filmler mutlaka arşivlenmeli ve 5 yıl saklanmalıdır.
Hekimler nelere dikkat etmeli?
Dişhekimi ve yardımcı personel için radyasyondan korunmaya ilişkin uyulması gereken kurallar şöyle sıralandı: Kişiler kontrol alanında bulunmamalı. Primer odağın ters yönünde en az 2 metre uzakta kurşun bariyer arkasında durulmalı. Kurşun bariyer yoksa 0.5 mm kurşun eşdeğeri önlük ve boyunlukla tiroid ve gonad bölgesi korunmalı. Bu bölgeleri korumak için primer ışına denk olacak şekilde yan konumlanılmalı. Hasta takibi radyografi esnasında kurşun cam arkasından yapılmalı. Röntgen tüpü ve açısal kollar elle tutulup pozisyon sağlanmamalı. Dijital sensör veya film hasta ağzında elle tutulmamalı. Elde tutularak çalışılan mobil dental röntgen apareyleri kesinlikle kullanılmamalı. Günde 25 radyografiden fazla çekim yapılan muayenehanelerde röntgen apareyi ayrı bir odada bulunmalı ve ilgili personelin dozimetreyle periyodik olarak alınan doz miktarı ölçülmeli. Röntgen cihazı ve cihazın bulunduğu oda Türkiye Atom Enerjisi Kurumu standartlarına göre hazırlanmalı. Radyografi cihazının bulunduğu oda kurşun levha ile zırhlanmalı, cihaz mümkünse oda dışında bulunmalı.
Hamile hekim veya yardımcı personelin hamilelik boyunca alabileceği toplam eşdeğer doz batın bölgesi için 1 mSvi geçmemeli.
Kaynak: Medimagazin