Dişhekimi Betül Akmen Yaramanoğlu ve eşi Dişhekimi Panur Yaramanoğluna ait Kadıköy Şaşkınbakkaldaki dental klinik, hasta konforu, ferahlığı, sadeliği ve insan ruhunu dinginleştiren görsel tasarımıyla fark yaratıyor. Beyaz ve turkuaz renklerin hakim olduğu mekanın 15 kişi kapasiteli bekleme odasında hastaların rahatlığı bakımından pek çok ayrıntıya yer veriliyor. Kliniğinde her zaman için sıcak bir ortamın varolmasını amaçladıklarını belirten Betül Akmen Yaramanoğlu, kliniklerde temizliğin ve görselliğin hastalar üzerinde olumlu yargılar oluşturduğuna dikkat çekiyor.
Dişhekimi Betül Akmen Yaramanoğlu 1997 yılında Ankara Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesini bitirdi. Hemen sonrasında İstanbula gelen Yaramanoğlu, Adatepe Kızılay Tıp Merkezinde çalışmaya başladı. 2000de kendi muayenehanesini açan Betül Akmen Yaramanoğlu, şu anda eşi Panur Yaramanoğlu ile birlikte kurdukları dental kliniklerinde mesleki çalışmalarına devam ediyor.
Kliniğinizin kuruluş hikayesini anlatır mısınız?
Eşim Panur Yaramanoğlu ve kendi muayenehanem ayrıydı. Daha sonra birleşme kararı aldık. Daha büyük ve teknolojinin üst seviyede olduğu bir klinik oluşturalım istedik ve burayı kurduk.. Kliniğimiz 300 metrekare olup beş bakstan oluşmaktadır. Bu bakslardan biri ameliyathane, diğerleri ise muayenehane odası olarak kullanılıyor.
Tasarım aşamasında hangi ayrıntılara önem verdiniz?Minimal çizgileri çok seven biriyim. Eski kliniğimde de benzer çizgilere yer vermiştim. Burada hastalarımızın korkularını azaltmaya yönelik bir tasarım oluşturmayı düşündük. Dolayısıyla yumuşak renkleri tercih ettik. Genellikle duvarların turkuaz ve beyaz olmasını istedik. Çünkü açık renkler bana temizliği çağrıştırıyor. Beyazın soğukluğunu bir miktar turkuaz kullanarak kapatmaya çalıştık. Özellikle deniz konseptini yaygın olarak kullanmak istedik. Balıklar ve akvaryum tasarımımızda önemli yer kapladı.
Kliniğin tadilatı esnasında daha büyük bir hasta bekleme odası hayalimiz vardı. Giriş bölümünden bir açılım yaptık. Bankonun bulunduğu kısımdan solunun bulunduğu bölümü birleştirerek hastalarımız için daha ferah bir bekleme odası oluşturduk. Odada 14-16 kişi aynı anda rahatlıkla oturabiliyor.
Steril bir ortamı sağlamak amacıyla dikkat ettiğiniz noktaları açıklar mısınız?Sterilizasyon konusunda takıntılı bir dişhekimi olduğumu düşünüyorum. Mekanın temiz olması tabii ki çok önemlidir ancak mesleğimiz gereği kullandığımız aletlerin de muıtlaka steril durumda bulunmaları zorunludur. İşin içine kan girdiğinde hastalara bulaştırabileceğimiz ve sonuçları çok kötü olabilecek bazı hastalıklar gündeme gelebiliyor. Bu sebeple sterilizasyon her muayenehanede olması gerektiği gibi burada da çok önemlidir. Bunun için ayrı bir sterilizasyon odamız mevcuttur. Aletlerimiz ise kullanıldıktan sonra belli bir süre dezenfektanda bekletiliyor. Ardından güzelce yıkanıp kurulandıktan sonra otoklavlarda paketlenerek steril hale getiriliyor. Ayrıca yüzeylerin temizliğine de önem vermekteyiz. Zaten muayenehane odalarının zeminleri antibakteriyel yer döşemeleriyle kaplıdır.
Ergonomik çalışabilmek amacıyla neler yaptınız?Ergonomi konusunda da titiz hareket ettik. Hemen her şeyin ölçüsünü alarak planlamasını yaptık. Yardımcımızın olmadığı bir anda bile bir aleti nasıl alabileceğimizi hesapladık. Dolapların yerlerini, cihazların yerleştirileceği bölümleri en ince ayrıntısına kadar hesap ettik. Zaten tüm ünitlerimizde bilgisayar ve kamera sistemi bulunuyor. Bu sayede hastaların dosyalarını ve yaptığımız tedavileri anında görebilmekteyiz. Kısacası her şeyin kontrolümüz altında olmasına özen gösterdik. Bu sebepten ötürü kliniğimizin ergonomik olduğunu düşünüyorum
Hastalar genellikle belirli korku ve kaygılarla kliniklere geliyorlar. Bunu azaltmak amacıyla neler yaptınız ve yapıyorsunuz? Öncelikle kliniğimizde her zaman sıcak bir ortamın varolmasını hedeflemiştim. Çünkü kendimi bir hastanın yerine koyduğumda gittiğim muayenehanede asla gerilmek istemem. Yine benzer şekilde muayenehanelerdeki ilaç kokusu hastaları rahatsız etmektedir. Küçüklüğümde gittiğimiz dişhekiminin muayenehanesinin kokusu uzun yıllar aklımdan çıkmamıştır. Bu yüzden hastalarımızın bizim muayenehanemize de aynı duygularla gelmesini istemedim. Bir kliniğe gelir gibi değil de sanki arkadaşlarıyla bir kafeye ya da deniz kıyısına kahve içmeye gidiyorlarmış gibi bize gelmelerini istedik. Bu düşüncemizden ötürü klinikte deniz konseptine ağırlık verdik. Çünkü balıklar ve akvaryum gerçekten medidasyon etkisi yapıp haastalarımızı rahatlatıyor. En azından kafanızın başka bir yere odaklanmasını sağlıyor. Dolayısıyla görselliğin hasta psikolojisi üzerinde çok önemli etkisi vardır.
Kliniğimizde çaldığımız müzik açısından kesin sınırlarımız yok. Müzik tarzı biraz da bizlerin o günkü ruh haliyle paralellik gösteriyor. Ameliyathanede genellikle kendi sevdiğimiz parçaları dinliyoruz. Hem eşim hem ben ikimiz de hareketli insanlarız. Daha önce de belirttiğim gibi kliniğimizin dinamik bir havası var Özelikle ameliyatlar esnasında bu dinamizm daha çok açığa çıkıyor ve o zaman genelde rock müziği tercih ediyoruz..Bekleme odasında ise herkesin dinleyebileceği müzik parçalarına yer veriyoruz. Bu amaçla hazırladığımız birkaç CDmiz var. Eğer bekleme odasında sürekli klasik müzik çalarsak belirli bir süreden sonra uyuklayan hastalarımızla karşılaşabiliyoruz. Bu görüntü de gerçekten kliniğimizin yapısıyla bağdaşmıyor.
Bekleme odamızda hastalarımız için çeşitli dergiler bulunduruyoruz. Amacımız zamanlarını hoş geçirmelerini sağlamak. Ayrıca internete girmek isteyenler için laptoplarımız var. Bu sayede internete giren hastalarımız hem vakitlerini güzel geçirebiliyorlar hem de internet üzerinden yapmak ve takip etmek istedikleri işlerini tamamlayabiliyorlar.
Pek çok kliniğin bekleme odasında plazma televizyon varken sizin gibi her şeyin en ince ayrıntısına kadar düşünüldüğü bir klinikte televizyonun olmaması ilgimizi çekti. Neden televizyon yok?Bekleme odamıza özellikle televizyon koymadık. Çünkü gürültü kirliliği yaratığını düşünüyoruz. Odada bekleyen herkes farklı bir televizyon kanalını izlemek istiyor. Bu da hoş olmuyor. Ayrıca bu sayede hastalarımız birbirleriyle sohbet imkanı bulabiliyorlar. Ancak ameliyathane dışındaki bakslarda plazma televizyonlar mevcuttur. Tedavi sırasında bu televizyonlar açıktır. Hastalar televizyona odaklandıkları için tedavi sırasında kendilerini daha rahat hissediyorlar. Bu konuda birçok hastamızdan gayet olumlu tepkiler aldık.
Kısa veya orta vadede muayenehane açmak isteyen meslektaşlarınıza hani tavsiyelerde bulunmak istiyorsunuz?
İlk olarak açtıkları muayenehanenin temiz olması, hijyen şartlarına uygun bir tasarıma sahip olması gerekiyor. Seramik ve antibakteriyel malzemelerin kullanıldığı bir dizaynın üzerinde durulması gerektiğini düşünüyorum. Ergonomi ve görselliğe önem verilmelidir. Çünkü muayenehane ve kliniklere belirli olumsuz yargılarla gelen hastalar açısından görsellik gerçekten çok önemli. Yeni muayenehane açacak meslektaşlarıma son bir tavsiyem de yardımcı personel seçimine çok dikkat etmeleri konusunda olacak. Çünkü hastalar sizden önce personelinizle görüşüyor ve karşılaşıyor. Gergin geldikleri bir mekanda karşılamadan itibaren güleryüzlü ve misafirperver yaklaşımlar hastaları da rahatlatıyor.
Özetlemek gerekirse temiz bir mekan ve hoş bir bekleme odası. güleryüzlü çalışanlar kliniğin hastalar nezdinde değerini ve önemini daha da artıracaktır. Röportaj/Fotoğraflar: Özgür Çilek - VYG Haber Merkezi