Dünyada olduğu gibi, Türkiye'de de 'sessiz salgın' olarak adlandırılan diş çürüğü kendini yüksek değerler ile gösterir. Orta yaş grubunda %70,7 olan diş çürüğü, 65-75 yaş grubunda ise %96,2'ye yükselmektedir.
Söz konusu bilimsel çalışmada, baş ve boyun bölgesi kanserine yakalanan 399 kişi, kansere yakalanmayan 221 kişiyle diş çürüğü, dişeti hastalıkları, diş kaybı, alkol-sigara tüketimi açısından karşılaştırılmış olup, baş-boyun bölgesi kanserlerine yakalanan hastalar içerisinde tespit edilen diş çürüğü sayısı kansere yakalanmayan kişilerde gözlenen sıklıktan daha az olup, bu kişilerde kayıp diş sayısının ise daha yüksek olduğu bildirilmiştir.
Belirli özel vaka gruplarında yapılan bilimsel çalışma sonuçlarının genellenerek, çürüklerin ve çürüklere neden olan patojen bakterilerin kişileri kanserden korunmak amacıyla değerlendirmemeleri ve bu yönde çürük dişlerin gerekli tedavi ihtiyacının göz ardı edilmeden ihmal edilmemesi gerektiğinin altı önemle çizilmelidir.
Unutulmamalıdır ki çürüğe neden olan bakteriler sadece diş sert dokularında hastalık meydana getirmeyerek, genel sağlığımızı da tehdit eden kardiyovasküler hastalıklara, enfeksiyöz eklem ve romatizmal hastalıklara, düşük ağırlıklı bebek doğumlarına, diyabetin kontrol altına alınmasını güçleşmesi gibi durumlara neden olabilmektedir.
Bu nedenle kontrollü gruplarda yapılan bilimsel araştırma sonuçlarının geniş kitlelerde sonuçlarının güvenilirliği test edilmeden hastalık neden-sonuç ilişkisinin genellenmemesi ve toplumsal yanlış algıya sebep vermemesi açısından bilimsel olarak kanıta dayalı çalışmalara ihtiyaç olduğu göz önünde tutulmalıdır.
TDB
