Dentiss Logo

Dip balıkları ve kabuklu su ürünleri çocuklara yedirilmemeli

Marmara Denizi’nde kirliliÄŸin alarm verdiÄŸi uyarısı yapan AltınbaÅŸ Ãœniversitesi Gastronomi Öğretim Görevlisi Gökhan TaÅŸpınar: “Dip balıkları, diÄŸer balıklara oranla daha fazla kirliliÄŸe maruz kalıyor. Karadeniz ve Marmara gibi risk altındaki sulardan çok fazla dip balığı tüketilmemesi ve özellikle çocuklara yedirilmemesi gerekli.”
11.07.2019       13.35.10
Orta Avrupa’nın sanayi atıklarının Tuna Nehri yolu ile Karadeniz’e aktığına dikkat çeken AltınbaÅŸ Ãœniversitesi Gastronomi Bölümü Öğretim Görevlisi Gökhan TaÅŸpınar, Marmara Denizi’ndeki kirliliÄŸin sebeplerinden bir tanesinin bu olduÄŸunu belirtti. Sudaki kirliliÄŸin ağırlıklı olarak endüstriyel kaynaklı olmasının su canlıları üzerinde ağır metal birikimine sebep olduÄŸunu vurgulayan TaÅŸpınar, su canlılarının yapısına geçen kimyasal ve biyolojik atıkların eser miktarda olsa da zaman içinde nörolojik bozukluklara, kansere ve felç gibi ciddi rahatsızlıklara neden olabildiÄŸini belirtti. Gökhan TaÅŸpınar ÅŸu uyarıları yaptı:

“Vücudumuz aldığı ağır metali doÄŸal yollarla geri atamıyor. Bu ağır metaller vücudumuzda birikiyor. Besin deÄŸeri olarak önemli bir yere sahip olan ve çocukların geliÅŸimi için elzem yapıda olan su ürünlerinin böyle bir tehdit altında bulunması insanlar üzerinde hem fiziksel hem psikolojik olarak kötü etkilere neden olabiliyor. Dip balıkları, diÄŸer balıklara oranla daha fazla kirliÄŸe maruz kalan balıklardır. Karadeniz ve Marmara gibi risk altındaki sulardan çok fazla dip balığı tüketilmemesi ve özellikle çocuklara yedirilmemesi gerekmektedir. Kabuklu deniz ürünleri suyu filtre ettiÄŸi için riskli bölgelerden çıkartılan kabuklu su ürünleri de olabildiÄŸince az tüketilmelidir.”

“AÅžIRI AVLANMA DA BÃœYÃœK SORUN”

AltınbaÅŸ Ãœniversitesi Gastronomi Bölümü Öğretim Görevlisi Gökhan TaÅŸpınar, Marmara’daki kirliliÄŸin ikinci sebebinin ise aşırı avlanma olduÄŸunu vurgulayarak, “Aşırı avcılık yapan teknelerin atıkları ve sudaki besleyici madde ile beslenen balıkların azalması kirliliÄŸe sebep vermektedir” diye konuÅŸtu.

Gökhan TaÅŸpınar’ın verdiÄŸi bilgiye göre sadece avcılık ile deÄŸil lesepsiyen türlerin deÄŸiÅŸen iklim koÅŸulları ve SüveyÅŸ üzerinden denizlerimize göç ederek burada yaÅŸayan balık popülasyonlarının dengelerini bozması da balıkların azalmasına sebep oluyor. “Balast suları ile birçok ekolojik tür ve mikroorganizma farklı sulara taşınıyor” diyen Gökhan TaÅŸpınar, bu olgunun mevcut ortam için tehlikeli olan türlerin sularımıza taşınmasına yol açtığını ifade etti.Gemilerin balast sularının denizleri ciddi tehdit altında bıraktığını belirten Gökhan TaÅŸpınar, “Bırakılan su, o alanda bulunan ekolojik yaÅŸamlar için bir kumar niteliÄŸindedir. Su kirliliÄŸi sadece balast suyu deÄŸiÅŸiminin durdurulması ile çözülecek bir durum deÄŸildir” uyarısında bulundu.

“IÅžIK GEÇİRGENLİĞİ 2 METREYE DÜŞTÃœ”

Marmara Denizi’nde çözünmüş oksijen eksikliÄŸi nedeniyle hidrojen sülfür gazı oluÅŸumunun arttığını ve bunun sonucunda ışık geçirgenliÄŸinin son 25 yılda 15 metreden 2 metreye düştüğü belirten Gökhan TaÅŸpınar, ÅŸunları söyledi:

“Hidrojen Sülfür gazının olduÄŸu yerde oksijen bulunmaz. YoÄŸunluÄŸu oksijenden fazla olduÄŸu için Hidrojen Sülfür alt tabakada olur. Bu gazın bulunduÄŸu su derinliklerinde birkaç bakteri türü haricinde canlıların yaÅŸaması mümkün deÄŸildir. Işık geçirgenliÄŸi suyun bulanıklığını yani sudaki biriken madde miktarını gösterir. Deniz canlıları için sulardaki aşırı madde birikmesi suyun kalitesini düşürür, Sudaki kirliliÄŸi duyusal olarak incelediÄŸimizde iki ÅŸey gözümüze çarpar sudaki bulanıklık ve kötü koku.”

Gökhan TaÅŸpınar, “EÄŸer denizlerimizdeki kirliliÄŸin önüne geçmezsek sadece su canlılarını deÄŸil çevresindeki tüm yaÅŸamı olumsuz etkileyecektir” dedi.

Reklam
Reklam

Yorum Ekle
Copyright © Vestiyer Yayın Grubu, 1989-2021. Tüm Hakları Saklıdır.