01 Ekim 2008 tarihinde yürürlüğe giren Genel Sağlık Sigortası Yasası hakkında Odamız daha önce de, görüş ve önerilerini yazılı ve sözlü olarak bir çok kez TDB'ye iletmişti. Ancak TDB Merkez Yönetimi süreç boyunca eleştiri ve önerilerimizi hiç bir şekilde dikkate almadı.
Dünyada ve ülkemizde, reform adı altında uygulanan sağlık politikaları, yani Sağlıkta Dönüşüm (SS-GSS) ile sağlık hizmetlerinin piyasalaştırılması, hizmet sunumunda tekelleşme, hekimlerin işçileştirilmesi, kamu hastanelerinin işletme haline getirilerek özelleştirilmesi ve hastaların da müşterileştirilmesi amaçlanmıştır. Bu amaca daha kolay ulaşmak için mevzuatta yapılan düzenlemelerle, sağlık meslek örgütleri etkisizleştirilip, işlevsiz kılınmıştır. Hepimiz; yaşanılan bu sürecin canlı tanıklarıyız.
Bu süreçte TDB Yönetimleri, olası olumsuz etkilerinden korunmak için tek çarenin muayenehanelerden hizmet alımı olduğunu ve bunun da GSS ile mümkün olabileceği tezini temel politika haline getirmiştir. Yıllardır bu yönde bir ilerleme kaydedilememesine rağmen camia büyük bir beklenti içine sokulmuştur. Bursa Dişhekimleri Odası olarak bu konuda sürekli olarak uyarılarda bulunduk, muayenehanelerden hizmet alımının gerçekleşmesinin zor olduğunu, gerçekleşse bile muayenehaneler için kurtuluş olmayacağını tam tersine zarar vereceğini dile getirdik. Ancak dikkate alınmadık !
Hizmet alımının gerçekleşeceği beklentisiyle, başta bilimsel bir çalışmayla, maliyet analizi esas alınarak hesaplanan 2007 Asgari Ücret Tarifesi gözden çıkarılmıştır. 2008 AÜT onaylanmadığında hukuki süreç başlatılmamış, hizmet alındı alınacak aman rahatsızlık vermeyelim anlayışıyla TDB genel kurulunda, Sağlık Bakanlığını kınamaktan bile kaçınılmıştır. 2009 AÜTnin onaylanmayacağı çok açık olmasına rağmen Sağlık Bakanlığına gönderilmiş ve Mart 2009a kadar beklenilmiş ancak ondan sonra dava açılmıştır. Bu arada hizmet alımıyla ilgili teklifte AÜT ve SUT arası rakamlar ve hasta katkı payı yer almış ancak gelinen nokta onun da gerisinde SUT+%30 olmuştur. Hizmet verme heyecanı ile, hasılat kotası uygulamalarına bile ses çıkarılmamıştır. Yani kısaca emeğimiz sürekli değer kaybetmiştir. Ağustos başı, Eylül başı, hizmet alımı gerçekleşecek denilerek, siyasi iktidar toplumu ve dişhekimlerini oyalamıştır. AKP 29 Mart yerel seçimlerinde bu beklentiyi seçim kozu olarak kullanmıştır. Sonuçta Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer bir televizyon programında verdiği demeçle hizmet alımı çalışmalarına son noktayı koymuştur. Bu açıklama odamız için malumun ilamı olmasına karşın, beklenti içine sokulan camiamız ve meslektaşlarımız derin bir hayal kırıklığı yaşamaktadır.
Bu hayal kırıklığının tek sorumlusu AKP hükümeti değil aynı zamanda TDB Merkez yönetimleri ve süreçte savundukları politikalardır.
Sağlık alanındaki olumsuz tablo açık seçik görünmesine rağmen süreç boyunca TDB tarafından çalışmaların Hizmet Alımına odaklı tek bir politikayla yürütülmesi nedeniyle bugün meslek örgütümüz hem toplum hem de üyelerimiz nezdinde inandırıcılığını yitirmiştir. Hizmet alımı uğruna izlenen uzlaşmacı tutum nedeniyle meslek örgütlerinde olması gereken muhalif kimlik yitirilmiştir. TDB-MYK nin hizmet alımı politikalarını bir yana bırakarak gerçek bir özeleştiri yapıp ardından da bu özeleştirinin gereğini yapması kaçınılmazdır. Bu noktadan sonra, bir meslek örgütüne yakışan mücadeleci bir tavırla yeni bir politik hat çizilmeli ve örgütsel bütünlüğü sağlamak için çaba gösterilmelidir.
Bu arada TDB MYK nin hizmet alımı için yapacağı herhangi eylemliliğe, geçmişte de dile getirdiğimiz ve yine yukarıda kısaca ifade etmeye çalıştığımız nedenlerle katılmayacağımızı belirtiriz.
Sağlıkta Piyasalaştırma girişimleri karşısında, geniş bir çerçevede diğer meslek örgütleri ile birlikte örgütümüzün tabanını da işe katarak yeni bir mücadele hattı inşa edilmelidir. TDB temel politikalarında yapılacak değişikliklerle, örgütlenecek yeni bir eylem girişiminde, elimizden gelen tüm gayreti göstereceğimizi ve her türlü katkıyı sunmak için hazır olduğumuzu bilmenizi isteriz.
Sonuç olarak; Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanının hizmet alımı çalışmalarının rafa kaldırıldığı yönündeki açıklaması üzerine, konuyu değerlendirmek üzere Trabzonda yapılacak Başkanlar Konseyi öncesinde Ankarada Oda yönetimlerinin katılacağı bir toplantının acilen düzenlenmesi gerekmektedir. TDB temel politikalarındaki bu kırılma döneminde zaman kaybetme lüksümüz yoktur.
Görüş ve önerilerimizi gereği için bilginize sunarım.
Saygılarımla. Emel COŞKUN Yönetim Kurulu Adına, Oda Başkanı