Dişhekimine gitmeden önce bir önlem olarak antibiyotik almak pek çok insan için şart değildir, hatta aslında American Heart Association güncel uyarılarına göre yarardan çok zarar bile verebilir.
Journal of American Heart Association dergisinde yayınlanan rehberler muhtemel risklere karşı antibiyotiklerin etkinliğini tartan ve sayıları giderek artan bilimsel kanıtlara dayanmaktadır.
Güncel öneriler yalnızca enfektif endokarditin kalbin iç cidarının veya kalp kapaklarının bir enfeksiyonu - kötü sonuçları riski sözkonusu olan kişilerin rutin genel prosedürler öncesinde kısa süreli profilaktik antibiyotik kullanmaları gerektiğini söylemektedir. Risk grubunda olabileceği düşünülen durumlar suni kalp kapakları, geçmiş endokardit hikayesi, belli ciddi konjenital kalp rahatsızlıkları, kalp kapağı problemleri yaşamış kalp transplantı hastalarıdır.
Onyıllar boyunca doktorlar birçok hastalarına dental prosedürler öncesinde IEye önlem amacıyla kısa süreli antibiyotik uygulamaları vermiştir. Sonuç olarak da mitral kapak prolapsının hafif, semptomsuz formlarından ciddi konjenital doğum defektlerine kadar her tür kalp anomalisinde dental prosedürler öncesinde, diş temizliğinden önce bile, hastalara bir antibiyotik kullanması söylenmiştir.
Ancak ilaçlar risk taşır. Bu riskler arasında öldürücü allerjik reaksiyonlar ve IEye sebep olan bakterilerin antibiyotiklere karşı direnç geliştirmesi yer alır. Allerjik reaksiyonların minimal olmasına rağmen yeni bulgular hastaların antibiyotik almasının risklerinin faydalarına ağır bastığını göstermektedir.
Mayo Clinic Rochester, Minn. Tıp profesörü ve yazım grubunun başkanı Walter R. Wilson Şu sonuca vardık : dental prosedürler öncesinde antibiyotik profilaksisi vermek işe yarıyorsa ki işe yaradığına dair hiçbir kanıt yok bu önleyici tedaviyi ancak IE gelişirse çok kötü sonuçlar doğması ihtimalinde tercih etmeliyiz. Bu daha önceki önerilere göre köklü bir değişiklik. Şeklinde konuştu.
Yeni öneriler diş temizliği ve çekimler gibi yaygın dental prosedürlere uygulanıyor. Bu uygulama IE nin dental prosedürlerden ziyade günlük aktiviteler ile kan akımına giren bakterilerden meydana gelmeye eğimli olduğunu gösteren yayınlanmış çalışmaların ayrıntılı şekilde değerlendirilmesini temel almaktadır.
Bu yargı 1999 yılında yapılmış olan bir çalışmaya atıfta bulunmaktadır. Sözkonusu çalışmada bir yıl boyunca günde iki kez diş fırçalamak, bakteriyel enfeksiyonun en yaygın sebebi olduğu düşünülen tek diş çekimine göre 154,000 kez daha fazla bakteri invazyonu riski taşımaktadır. Yazım grubu enfeksiyon riski taşıyan hastalarda dental prosedürler öncesi antibiyotik profilaksisinin IEyi önlemede önemli bir katkısı olmadığını bulmuşlardır.
Wilson şunları söylemiştir: Gerçekte iyi ağız sağlığı ve hijyenin sürdürülmesi profilaktik antibiyotiklerden çok daha koruyucudur. Bu, 50 yıldır tavsiye edilenleri nasıl ortaya koyduğumuzun tüm felsefesini değiştirir. IE gelişme riskine dayalı olmaktansa hangi hastaların enfeksiyondan en kötü şekilde etkilenme riski taşımaları üzerine dayanmaktadır.
Wilson yeni yönergelerden kaç kişinin etkileneceğini tahmin etmenin zor olduğunu belirtmiştir. Mitral kapak prolapsının görülme sıklığı ölçümleri popülasyonun % 2si ile % 20si arasında değişmektedir.
American College of Cardiology/American Heart Association rehberlerine göre valvülar kalp hastalığı olan hastalarının tedavisinde MVP diagnozu için ekokardiyografik kriterlere göre görülme sıklığı popülasyonun % 1-2.5 arasındadır. Bu tahmini rakamlar bile dental prosedürler öncesinde milyonlarca insanın antibiyotik aldığını göstermektedir.
IEnin kötü sonuçları tehlikesi taşıyan hastalar ve dental prosedürler öncesi profilaktik antibiyotik uygulamaya değer hastalar şunlardır: suni kalp kapakları, IE hikayesi olanlar, ciddi konjenital kalp durumları, tamir edilmemiş veya tam olarak düzeltilememiş siyanotik konjenital kalp hastalıkları, palyatif by-pass yapılmış ve cerrahiyle ya da kateter ile protetik bir materyal veya gereç yerleştirilerek tamamen onarılmış konjenital kalp hastalıklarında prosedürden sonraki ilk altı ay, protetik yama bölgesi veya yakınında rezidüel defekt kalan onarılmış konjenital kalp rahatsızlıkları, kalp kapağında problem yaratan kardiyak transplantlar.
Yukarıda sıralanan durumlar haricinde herhangi bir konjenital kalp rahatsızlığı durumunda artık antibiyotik profilaksisi önerilmemektedir.
AHA Romatizmal Ateş, Endokardit ve Kawasaki hastalığı komitesi başkanı, yönergenin yazarlarından NY Medical College pediatri profesörü ve Maria Fareri Çocuk Hastanesi şefi Michael Gewitz Bu yeni öneriler yaklaşık 50 yıl içinde ortaya çıkmış büyük bir değişiklik şeklinde konuşmaktadır. Bu süre boyunca yaygın kalp durumları olan hastalara dental prosedürler öncesi antibiyotik almaları söylendi. Şimdi ise artık daha fazla ihtiyaçları olmadığı söyleniyor. Bu hastalarda ve sağlık hizmeti sunanlarda endişe ve kaygıya sebep olabilir.
Gewitz bunların milyonlarca, genç, yaşlı konjenital kalp hastalığı olan insan için özellikle geçerli olduğunu söylüyor.
Dişhekimleri, ilkyardım doktorları ve hatta uzmanlar bu değişiklikleri duyup alışana dek biraz karmaşa yaşanacaktır. Cerrahi veya diğer tip tedavilerden sonra bile konjenital kalp hastaları komplike durumlar yaşayabildiklerinden aileler ve ilkyardım doktorları kardiyologları ile konsültasyona giderek her hasta için en uygun kategoriyi seçmeye çalışmalıdır.
Gewitz son olarak şunları ekledi: Hastalar ve aileleri herhangi bir dental veya medikal prosedür öncesi antibiyotik önerildiğinde dikkatli sorular sormalıdır. Antibiyotiklerin gereksiz olarak aşırı kullanımının hiç kullanılmamasından çok daha fazla istenmeyen sonuçlara yol açabileceğinin farkında olunmalıdır.
Yönerge aynı zamanda yaygın gastrointestinal prosedürler veya idrar yolları prosedürlerinden önce IEyi önlemek için herhangi bir profilaktik antibiyotik kullanılmasını önermemektedir. En yüksek IE hasarı riskinde bile antibiyotik profilaksisi gereksizdir diyen Wilson gözden geçirilen yönergelerin kısmen geniş antibiyotik kullanımının faydalarını sorgulayan bilimsel araştırmaların artmasının bir sonucu olduğunu belirtti. Yeni öneriler uluslararası kullanım ile de çok daha paralellik göstermektedir.
Yıllar boyunca bir çok yayın profilaksinin mantığı ve etkinliğini sorguladı. Çok ayrıntılı bir literatür araştırması yaptık ve dünya çapındaki endokardit uzmanlarına başvurarak sonuçlarımızı kanıta dayalı tıp üzerine kurduk.
Kaynak: American Heart Association