Sanayileşmiş kentlerdeki çoğu insan yorucu yaşamlarından kurtulmak, tatil yapmak ve dinlenmek amacıyla kısa süreler için de olsa farklı yerlere gitmeyi yeğliyor. Bu uzaklaşma genelde yaz mevsimlerinde olduğu gibi kışları da dağ turizminde yoğunlaşmak şeklinde oluyor. Son zamanlarda medyada sıkça gördüğümüz deniz kirliliği, sahillerimizdeki tehlikeler, hava kirliliği gibi haberlerin çoğalması insanların dağ turizmini daha fazla tercih etmelerinde önemli rol oynuyor. Öyle ki bu haberlerde tıp adamları kirli bölgelerde denize girmenin ve güneş ışınlarının zararlarından bahsediyorlar. Oysa orta yükseklikteki bir yerde tatilini geçiren kişilerin temiz hava sayesinde kanları temizlendiğini, hatta yenilendiğini belirtiyorlar. Dünyaca ünlü tıp bilgini Prof. Dr. Walter Amelungun, Orta yükseklikteki dağlık ve ormanlık yörelerde yaşam, sürekli ve doğal yolla yapılan bir doktor denetimi gibi benzetmesi bu noktada her şeyi açıklamaya yeterli oluyor.
Bu yazıyı kış sporlarını, dağ turizmini seven ve özellikle Uludağı merak edip birkaç gününü burada geçirmeyi düşünenler için yazmak istedim. Çocukluk ve gençliğimin Erzurumda geçmesi, kara olan tutkumun en büyük sebebi. Zaten bu sevgi dağ ve kış sporlarıyla uğraşmamı sağladı. Elli yılı aşkın süredir kayak sporunun içinde yoğrulup Alp ve kuzey disiplinleri alanı da (tramplen atlama) dahil çeşitli faaliyetlerde bulundum. Kulüp yöneticiliği, federasyon üyeliği, milli takım kamplarında federasyon gözlemciliği yaptım. Ayrıca milli hakem lisansı ile kayak öğretmenliği diplomam bulunuyor. Yaklaşık 40 yıldan beri Uludağdayım. Buraya ilk defa gelenlerin ne gibi sorunlarla karşılaştıklarını yakından takip ediyorum. Dolayısıyla Uludağ ve kayak sporu hakkında bazı bilgiler vermenin yararlı olacağını düşünüyorum.
Türkiyenin beşinci büyük kenti olan Bursanın en büyük yükseltisi olan Uludağa halk arasında Keşiş Dağı deniyor. İyonyalı ozan Homeros, Uludağa Olympos Misios veya Bithynik Olymp dermiş. Eserlerinde Truva savaşlarının, Apollon ve diğer Yunan tanrıları tarafından buradan izlendiğini anlatmış. Hatta ilk Hıristiyan keşişlerin burada inzivaya çekildiklerine inanılıyor. Muhtemelen bundan dolayı halk arasındaki adı Keşiş Dağı. Uludağ deyince akıllara doğal zenginlikleri, yeşil dokusu, şifalı suları geliyor. Tabii ki bunlara ek olarak ülkenin en gözde kış sporlarına ev sahipliği yapan kayak merkezini belirtmeliyiz. Yaz aylarında kampçılık, tracking ve günübirlik piknik etkinliklerine de olanak sağlayan dağda kayak mevsimi Aralık ile Nisan ayları arasıdır. Dağdaki pistlerin toplam uzunluğu 20 km. civarında. Normal kış koşullarında kar yüksekliği üç metreyi buluyor. Mevsim başında toz kar, sonunda ise ıslak kar özelliği gösteriyor. Kayak dışında snowboard, big foot, buz pateni, kar motosikleti aktiviteleri de yapabiliyorsunuz. Yol durumunun uygunluğu, her mevsim kar bulunması, eşsiz manzaraları buraya turist çekiyor. Dağın doruk noktasından açık havada İstanbul, Marmara Denizi ve yakın yerleri seyredebilmeniz buraya ayrı bir özellik veriyor. Uludağ Milli Parkına hem karayoluyla hem de teleferikle ulaşmak mümkün. Kayak merkezi Bursaya 40, havaalanına ise 60 dakika uzaklıkta bulunuyor. Dilerseniz kent merkezinden (Tophane-eski garajlar) minibüsle de gelebilirsiniz. Teleferik Kadıyayla ve Sarıalan arasında karşılıklı olarak çalışıyor. Burada hemen hatırlatmalıyım ki kayak takımlarını teleferikle taşımak yasak. Malzemeleri merkezdeki kayak odalarından temin edebiliyorsunuz. Uludağda pek çok konaklama tesisi hoş bir tatil geçirmek isteyenlere hizmet veriyor.
Beyaz cennet olarak tabir edilen yörede beyazın dışında mavinin, yeşilin değişik tonlarını seyrederken tabiatın eşsiz lezzetine doyamazsınız. Özellikle kayak yapanların sıkça vurguladığı bir şeydir bu. Tepelerden birine çıkan bir kayakçı kendini sanki hayal ülkesinde hissedebiliyor. Kar kalınlığının 2-3 metreyi bulduğu böyle bir yere geldiğinizde doğal olarak bir takım ön hazırlıklar yapmanız gerekiyor. Su geçirmeyen ayakkabı veya çizme, deri eldiven, kar başlığı, güneş gözlüğü, su geçirmeyen elbise mutlaka yanınızda olmalı. Ayrıca Uludağda kayak yapmak için yanınızda mutlaka bir öğretmen bulunmalı. Bu, olası riskleri en aza indirdiği gibi öğrenmeyi de kolaylaştırıyor. Zaten sakatlanmaların çoğu, insanların bu işi bilinçsizce kendi başlarına yapmalarından kaynaklanıyor. Dağda geçireceğiniz günlerde Kartal Yuvasında, Fatih Tepede, Kuşaklı Kayada beyazın, yeşilin, mavinin ortaklaşa süslediği muhteşem manzarayı seyrederken sucuk ekmek yemeyi ihmal etmeyin. Uludağda buluşmak dileğiyle yeni yılınızı kutluyorum.
Turan Kamer
Uludağ Kayak Okulu Kayak Öğretmeni